24 Temmuz 2017 Pazartesi

EL DEYİP GEÇMEMEK GEREK

Hepimiz bize bahşedilen bedeni ve aklı maharetle kullanmaya çalışıyoruz. Doğuştan bize armağan olan özelliklerimizle tanışmamız zaman alsa da; bedenimizin her bir parçasını sağlıklı tutmak, korumak ve geliştirmek için özen gösteriyoruz.

Bunlardan bir tanesi de ellerimiz. El deyip geçmemek gerek. İki elimiz var. Ama bir tanesini daha ağırlıklı olarak kullanıyoruz.

Peki neden dersiniz?

Çünkü uzmanlar genetik olarak ve doğuştan itibaren beynimizin; belli bir elimizi kullanacak şekilde özelleştiğini belirtiyor.

Yumulu ellerimizi açık tutmaya başladığımız 3.aydan itibaren başlayan keşfimizde; 5.ayla beraber ellerimizi kullanmaya başlıyoruz. Geçen zaman içinde de farkında olmadan bir elimizi daha çok kullanıyoruz.

Kimimiz sağ elini kimimiz ise sol elini kullanırken çok daha rahat. Görevleri yerine getirirken gereken hızı ve düzeni onunla sağlıyor.

Dünya genelinde elde edilen verilere göre; insanların yaklaşık yüzde70 gibi büyük bir kısmı sağlak. Yani sağ elini kullanıyor.

Yaklaşık yüzde 10’nu solak. Yani tercihlerini sol elden yana yapmışlar. Ama hepsi bu kadarla sınırlı değil.

Hem sağ hem de sol elini karışık olarak kullanan, yani bizler gibi zorlanma yaşamadan değiştiren insanların durumuna ‘Karışık ellilik’ deniyor. Sayıları solaklardan daha fazla. Neredeyse yüzde 20 civarında. Farkındalıkla ve biraz da sabır ve denemeyle öğrenilebilir bir durum olsa da; bir elin kullanımı yine de diğerinden daha ön planda.

Bunun tam tersi, iki elini beraber kullanırken kafa karışıklığı yaşayan, süratli ve düzenli olamayan küçük bir grup var. Onlara ‘Ambilevöz’ deniyor.  

Konumun ana kaynağı ise son grupta. Onlar doğuştan itibaren her iki elini de AYNI ANDA, aynı başarı ve hızlılıkta kullanan kişiler. ‘Çift elli - Ambidekster’ olarak anılıyor. Sayıları oldukça az olan bu kişiler becerilerini sonradan öğrenmedikleri için, her işte başarılı oluyor. Çoğu da dahi sınıfında zaten.

Peki hiç gözlemlediniz mi evcil hayvanlar, kedi ve köpekler nasıl davranıyor acaba? 
Ya da diğer canlılar? Onların da bir tercihleri oluyor mu?

Yapılan bilimsel araştırmalar; her canlının bir elini kullanmaya meyilli olduğunu göstermiş. Ancak oranlar biz insanlar gibi dengesiz değil. Neredeyse yarı yarıya.

Şimdi gelelim elimizi yönlendiren ve el kaslarımıza hareket emrini veren beynimize.

Biliyoruz ki; iki yarı küreden oluşan beynimizde bazı özellikler sağ, bazı özellikler sol yarı kürede özelleşiyor. Yani bir anlamda aralarında iş bölümü yapılıyor. Bununla alakalı olarak; beynimizin sol yarımküresi bedenimizin sağ yanını, sağ yarımküresi ise sol yanını kontrol ediyor.

Beyin üzerinde yapılan sayısız araştırma, pek çok teoriyi de gün yüzüne çıkarmış. Bu teoriler dil ile el tercihi arasında belirli bir ilişki bulunduğunda hemfikir. Ancak nedeni konusunda henüz kesin bir sonuca ulaşılabilmiş değil. Ve bu amaçla incelemelere devam ediliyor. Beynin evrim araştırmaları sonuçlandığında daha net bilgilere kavuşacağımız ise kesin. Ben her zaman ki gibi merakla bekliyor olacağım.

Elimizde tam kesin veriler olmamakla beraber; zeka konusunda solakların, sağlaklardan 1 puan önde olduğu belirtiliyor.

Ama aramızda çok daha özel olanlar var.  Zeki, yaratıcı, çalışkan, sabırlı, disiplinli olan bu kişiler birer deha. Üstelik hepsi AMBİDEKSTER.

Yaptıklarıyla, bıraktıkları eserlerle, yaşadıkları dönem içinde verdikleri mücadele ve çalışmalarla hep hatırlanıyorlar.

Onlar kim mi?

İtalyan Leonardo Da Vinci ilk sırada. Rönesans döneminin bu önemli filozofu, astronomu, mimarı, mühendisi, mucidi, matematikçisi, anatomisti, müzisyeni, heykeltıraşı, botanisti, jeoloğu, hazerfanı tam bir ambidekster.

Aynı anda her iki eli ile hızlı bir şekilde yazı yazabiliyor. Veya bir eli ile teknik çizimler yaparken, diğer eli ile resim üstünde gerekli yerlere yazı yazabiliyor.

Sağ eli ile yazdıkları, aynı anda kullandığı sol eli ile yazılmış metnin aynadaki bir yansıması. Dolayısıyla bir metni ve tersini yazma ve okuma yeteneğine ‘Da Vinci’ ismi verilmiş.

Diğer bir ambidekster 20. yüzyıl yaşamını icatlarıyla renklendiren Amerikalı mucit ve iş adamı Thomas Alva Edison.

Bir başka ünlü deha ve ambidekster, eserleriyle 20. yüzyıla damgasını vuran İspanyol ressam ve heykeltıraş Pablo Picasso.

19. yüzyılın en büyük bilim adamlarından bir tanesi olan İngiliz fizikçi ve kimyacı Michael Faraday’ı unutmak olmaz elbette.

Son olarak Rusya’da Leonardo da Vinci’nin yeteneklerine benzer özellikleri olan Viktor Tkaçenko’dan söz etmek isterim. Halen Sibirya’da yaşayan 57 yaşındaki Tkaçenko, aynı anda her iki eliyle da yazabiliyor. Son derece hızlı yazmasına rağmen yazısı düzenli ve anlaşılır. Buradaki ilginç nokta ise bu yeteneğinden ancak yıllar sonra; Da Vinci’nin benzersiz yetenekleriyle ilgili bir yazıyı okuyunca fark etmiş olması.

Kim bilir belki bizim aramızda da böylesi güzel yeteneklere sahip kişiler vardır. Beyin kıvrımlarını sonuna kadar zorlayan, yeteneklerinin farkında olan, onları geliştirmek için çabalayan herkese selam olsun.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

28.06.2017




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...