Zihnimize neşe, mutluluk ve zevk veren çiçekler bir anlamda ruhumuzu doyuran canlılar.
İşte
bunlardan bir tanesi olan mimozalar da mis gibi kokusu ve canlı sarı rengi ile
her bahar başlangıcında bizimle.
Bu
zarif çiçek hem güneşi temsil ediyor hem de altın sembolü olarak kabul edilir.
Zarafetin,
nezaketin ve bolluğun simgesi olan mimozaların öyküsü bir savaş sonrası İtalya’da
başlar.
İkinci
Dünya Savaşı sonrası ülke içinde yaşanan iç savaşların ardından, perişan olan
halka yaşama umudu aşılamanın yolları araştırılır.
İtalya
Kadın Birliği üyeleri; kurdukları dayanışma grupları ile toplumun yeniden
umutla ayağa kaldırılması adına; yaptıkları çalışmalarda bir sembol aramaya
başlar.
Yapılan teklifler arasında üç çiçek öne çıkar.
Karanfil,
anemon ve mimoza.
Sonunda
alınan ortak kararla mart ayında çiçeklenen sarı renkli mimoza çiçeği seçilir.
Böylece
mart ayına denk gelen Dünya Kadınlar Günü de temsil edilecektir.
Bakımı
fazla uğraş istemeyen mimozalar, aynı zamanda çarpıcı sarı rengi ile halkın
unuttuğu gülümsemeyi ve huzuru yeniden yakalamasına yardımcı olacaktır.
Peki
bu güzel çiçekler ülkemize nasıl geldi derseniz; işte orada bizi bir yazar karşılar.
Ünlü bir paşanın son derece iyi eğitim almış oğlu olsa da, hayatındaki zorluklar silsilesi içinde yolu bir şekilde Bodrum’a düşer yazarımızın.
Burada
pek çok roman ve hikaye kaleme alırken, yabancı yazarlardan çeviriler de
yapar.
Tarihler
1845 yılını gösterdiğinde yazarımız ‘Carmen’ isimli bir çeviri üzerinde
çalışmaktadır. Prosper Mérimée'ye ait olan ve konusu İspanya'da geçen hikâyeyi Türkçe’ye
çevirirken bazı satırlardan çok etkilenir.
Eserde
esmer İspanyol kızlarının saçlarına küçük mimoza demetleri taktığını okuyunca; Bodrumlu
esmer kızların da saçlarına mimoza demetleri taktığını düşler.
Bu
düşünü gerçekleştirmek adına Paris’ten mimoza tohumları getirtir.
Bodrum
sokaklarının her bir köşesine rastgele eker. Bir süre sonra tohumlar yeşerir.
Ardından mimozalar açmaya başlar.
Böylece
her yıl zamanı geldiğinde Bodrum sokakları sapsarı mimoza çiçekleri ile adeta gelin
gibi süslenir.
Günlerden bir gün; bir düğün alayında Bodrumlu kızların saçlarına mimozalar taktığını gören yazarımız mutlulukla gülümser.
Hayali
gerçek olmuştur.
Maviye
ve denize olan tutkusuyla hayatını geçirdiği Bodrum’un ilklerinde hep onun
imzası bulunur.
Palmiyeler,
gelin çiçeği, greyfurt meyvesi, begonviller ve mimozalarla beraber tam 45
değişik bitki türü.
Bu
yazar kim midir?
Bodrum'a
olan aşkı ile tanınan ünlü roman ve hikâye yazarı Cevat Şakir Kabaağaçlı ya da
romanlardaki ismiyle Halikarnas Balıkçısı.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
14.01.2025
Kaynaklar:
https://www.heryerbitki.com; https://www.gazetehalk.com.tr.