Bana bir şans ver annem. Bırak yanlış yapayım, bırak hatalarımı kendim yaşayarak öğreneyim. Senin uyarıların, yol göstermelerin, o bitmek bilmeyen tembihlerin… biliyorum beni çok sevdiğin için tüm bunlar ama hayır, ben de yaşamak istiyorum annem. Yaşımın tüm deliliklerini yapmak, tüm heyecanlarını hissetmek, öğrenmek istiyorum.
Yeter ki izin ver annem. Evet belki üzülecek, gözyaşı dökeceğim ama olsun. Büyüdüm ben artık annem. Bırak kendi kararlarımı kendim vereyim. Hatalarımla, başarılarımla kendimi bulayım. Benimle gurur duyduğunu görüp mutlu olayım.
Olmuyor annem olmuyor. Benim adıma sen karar verdikçe, benim yerime ilk adımları sen attıkça; bir yanım hep eksik kalıyor. Söyleyemediğim sözler boğazımı bir yumak misali tıkıyor. Benimle ilgili hayallerin, büyük umutların var biliyorum annem. Ama bırak ben kendi hayallerimi yaşayayım, izin ver kendim deneyeyim.
Benim adıma pek çok şeye siz büyükler karar vermediniz mi zaten annem? Gideceğim okullara, öğreneceğim dillere, mesleğime, yapacağım sporlara; hatta hobilerime, arkadaşlarıma, okuyacağım kitaplara, giyeceğim kıyafetlere, takacağım küpeye kadar her şeye.
Hiç bana sordunuz mu annem, bale yapmayı sevip sevmediğimi ya da piyano çalmak isteyip istemediğimi? Arkadaşlarınla arandaki yarışa beni kurban ettiniz annem. Peki ya binbir özveriyle beni yolladığınız ve bir türlü ısınamadığım okulum? Ben Fransızca öğrenmek istemiyordum ki annem, bu sadece senin hayallerini süslerdi, unuttun mu?
Olmuyor annem olmuyor. Senin gençlik hayallerin ne olursun sende kalsın. Geçmişte yapamadığın şeyleri benden istemen, beni bunlara adeta zorlaman olmuyor. Ben ister miyim, ben mutlu olur muyum diye bana sormadan, benimle konuşmadan, beni dinlemeden olmuyor.
Bilsen benim de hayallerim vardı annem, hem de pembe mavi o kadar çoktu ki. Ama benim adıma kararlar verirken, kendi hayallerinizi benimle yaşatmaya çalışırken sanki ben yoktum yanınızda annem. Bir defa olsun beni karşınıza alıp isteklerimi, ideallerimi, o hayallerimi hiç sormadınız, farkında mısın? Benimle doğru dürüst konuşmadınız, hatta bana hiç zaman ayırmadınız.
Bense bekledim annem, hep bekledim. Sözcükler dilimin ucunda bekledim. Bana zaman ayırmanızı, bana güven duymanızı, kararlarıma saygı göstermenizi bekledim.
Olmuyor annem böyle olmuyor. Sizler yaşamama izin vermeden olmuyor.
Sadece siz istediniz diye bırakmadım mı en sevdiğim arkadaşlarımı? Onlar kötü değillerdi annem. Beni bir sefer olsun dinleseydiniz… Ama anlamaya çalışmadınız; geceleri içime akıttığım göz yaşlarımı görmediniz annem.
Tenise başladığım günü hatırlıyorum da, tam bir kabustu benim için. Ben tenisi değil, yüzmeyi seviyordum aslında. Peki ya kolumdan sürüklercesine götürdüğünüz psikolog? Beni dinlemek, beni anlamak için araya başkalarını sokmanıza gerek yoktu annem. Şimdi içiniz rahat belki de ama ya benimkisi? Kendime özel duygularımı bir yabancıya değil, sizlere anlatmak istiyordum ben annem; sizin omzunuza yaslanıp sizin elinizi tutmak. Göz yaşlarımı sevginizle dindirmenizi bekliyordum.
Hayat benim değil mi annem? Ne olur izin ver yaşamama. Bırak saçlarımı istediğim gibi kestireyim, istediğim şekli vereyim, en azından bir kere deneyeyim. Bırak keyfimce zevkime uygun giyineyim. Bırak en sevdiğim küpemi takayım. Bırak arkadaşlarıma gönlümden geçen hediyeyi alayım.
Beni düşünüyorsun biliyorum, beni canından çok seviyorsun farkındayım. Ama böylesi baskıyla, böylesi kısıtlamalarla olmuyor. Bırak beni ayaklarımın üzerinde durduğumu kendim göreyim, sizlere de göstereyim.
Seni anlamamı, yaptığın fedakarlıkları görmemi istiyorsun annem. Ama ben yapamıyorum, senin yaşına çıkıp oradan kendime bakamıyorum. Peki ya sen? Benim yaşlarıma inip beni anlamaya çalışsan? Ah… buna ne çok ihtiyacım olduğunu bir bilsen.
Ben doktor olamam annem, kan görünce bile içim ezilirken, nasıl girerim ameliyatlara, nasıl bakarım hastalara? Sen “bir şey olmaz, alışırsın “ diyorsun ya annem; sorarım sana nasıl? Sevmediğim bir meslek uğruna yıllarca çaba harcamak, bir ömür boyu sevemediğin bir işi yapmak niye? Sonuçta tek taraflı mutluluk yetecek mi sana? Her defasında gözlerimde hüzün görmeye dayanabilecek misin, bir düşün ne olur?
Olmuyor annem olmuyor. Sen izin vermeyince olmuyor. Soruyorum şimdi, ben sana tutunmadan yürümeyi ne zaman öğreneceğim? Nasıl başarılı olacağım? Tek başıma kaldığımda kararlarımı nasıl verecek, doğruları nasıl bulacağım? Kendime nasıl güveneceğim? Korkularımı nasıl yeneceğim?
Babamın mesleği çok güzel annem, ama benden onu devam ettirmemi beklemeyin ne olur. Sen demez miydin, sevmeden yapılan işten hayır gelmez diye. Ben de sevmek istiyorum annem, işimi yaptıklarımı sevmek istiyorum.
Olmuyor annem olmuyor. Hayatımı yaşamama izin vermeden olmuyor. Oysaki o toleransı göstersen, önümü açsan, kanatlarımı serbest bıraksan uçtuğumu göreceksin. Seçtiğim meslekte nasıl başarılı olduğuma, kararlarımın arkasında nasıl sağlam durduğuma şahit olacaksın.
Seçtiğim kişi benim ilk aşkımdı annem. Sen tipini, kıyafetini beğenmedin diye onu nasıl bırakırdım? Ne oldu sevgilere, ne oldu o büyülü aşklara? Sen demez miydin ilk aşk unutulmaz diye? Sen anlatmaz mıydın ben senin yaşlarındayken ilk aşkımla evlenmiştim diye. Peki ne değişti annem? Üstelik ben evlenmekten söz etmiyorum henüz, sadece kararlarıma anlayış ve saygı bekliyorum.
Ne olursun bana güven annem. Beni sevdiğin ölçüde anlamaya çalış annem. Beni tercihler yaparken zorlama, önüme setler çekme, yalnız bırakma ne olursun. Hatalarımla, günahlarımla, sevaplarımla, başarı ve başarısızlıklarımla ben senin yavrunum, unutma annem. Beni başkalarıyla kıyaslama, kendinle bile. Beni ben olduğum için sev annem.
Kendimi bağışlamayı, yargılamamayı, ama geçmişten ders almayı öğrenmem gerek. Bunu da ancak kendim, kendi kararlarımı uygularsam başarabilirim.
Beni yine sev annem, yine çok sev ama arkamdayken, beni desteklerken güven duy; hayatın zorluklarına alışmama izin ver ne olur. Beni anla annem. Bana inan, yapacaklarıma, yapmak istediklerime inan. Göreceksin benimle gurur duyacaksın.
Ben büyüdüm artık annem. İzin verirsen eğer mutluluğuma da şahit olacaksın.
Sevgiyle kalın.
Belgin Eryavuz
08.04.2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder