Geçenlerde videolarını izlediğim Sn.Prof.Dr.Celal Türer'in anlatımlarından yola çıkarak; Kritik ve Analitik Düşünce (KAD) konulu değişim projesini detaylarıyla bloğuma da taşımak istedim.
Hayatı nasıl sorgulamamız gerektiğini çözeceğimiz ipuçlarıyla dopdolu.Okuyunca bana hak vereceksiniz.
Hayatı nasıl sorgulamamız gerektiğini çözeceğimiz ipuçlarıyla dopdolu.Okuyunca bana hak vereceksiniz.
KAD , bir değişim projesidir. Eleştirel ve çözümleyici bilgi ekseninde
varoluşun değişimini öngörür. Çünkü eleştirel ve çözümleyici bilgi önce
özgürleştirir, sonra dönüştürür.
KAD bir var olma TARZIDIR. Eğer gerçekten benimsersek hayatı nasıl anlamlı
yaparız eksenine geçeriz.
Herkes önce kendi başına yapacak, sonra bütünde birleşecek ve tam olacak…
KAD’ ın sözcük olarak anlamı ELEŞTİREL ÇÖZÜMLEYİCİ DÜŞÜNME demektir. Zihnin
talepleridir bir anlamda.
Zihin bir olayla bir olguyla karşılaştığı zaman soru sormaya başlar.
1.soru….. GERÇEK Mİ?
2. soru…..BU NEDİR?
Hep böyle sorarız ama bu sorular bize bir şey söylemez, sadece kendisini
söyler. Bu ikinci seviye bir sorudur.
3. soru…. NİÇİN? NEDEN? bu soru sorulmadıkça önde kalırız, arkayı göremeyiz
yani niyet ve arayışı. Oysa ki yapılan işin önünde iş vardır, emekler gayeler
görülmez, onu göremediğimiz için de anlamayız.
‘’İlim nedenleri ile bilmektir’’ nedenlerini bilmezseniz onu bilemezsiniz,
arkasında sebebi ki bu çok daha önemlidir yapılan işten. Bir şekliyle KAD ın
keşfi için sağlıklı bir zemindir.
4.soru…..BU HANGİ ŞEYDİR? Ayırt edecek unsurları yakalamak lazım, niçin KAD
diye sormak lazım.
HAYATINI SORGULA VE YENİDEN YAPILANDIR!
Eskiden insanlar kendilerini olduğundan az gösterirdi. Şimdiyse fazla
gösterme peşindeyiz. Modernleştikçe gelenekle modernlik arasındaki irtibatlar
karıştı. Hayat hızlandıkça problemleri çözemez olduk. Geleneksel dünyada
herkesin rolü belliydi. Şimdi her şey birbirine karıştı. Ne zaman nerede ne
olacağımızın farkına varamıyoruz. İşte bunlardan ustalıkla çıkmak içinde bir
kavrayış geliştirmeliyiz.
KAD bu işin İPUCUDUR.
Bilinç denilen şey modernleşmeyi işaret eder. Kadim dünyada ise bilinç
yoktur, aidiyetler vardır. Modern dünyada kendi benliğinizi oluşturmak
zorundasınız. ‘’ben şuyum’’deyince ‘’ben bir insanım ‘’deriz. Oysa kadim
dünyada ait olduğumuz en geniş halkadan bahsederiz. Aidiyetlerın canlanması
lazım. Neyi bıraktığımızı kaybettiğimizi bilirsek geçişlerimiz kolay olur.
Gelenek ve modern arasında bir kavrayış oluşturmak lazım ki bu, derinlikli
eleştirel analitik düşünceyi gerektirir.
Düşünme yani tefekkür…………bir fikir üretme işidir ve kolay değildir. Cesaret
ister. Pek çoğumuz önyargıların değişmesine düşünme deriz. Oysa başkası adına
düşünemeyiz. Çelişki lazımdır düşünmek için. Düşünmek önünde yolun olduğu
değil, arkanda yolun olduğunu bilmektir. Düşünmeyen sorgulamayan bir toplumda
işimiz zordur. Sorusu olmayan insan düşünemez. Sorununuz ve sorunuz yoksa yani
kolay cevaplarla gelmeyen sorular, düşünmüyorsunuz demektir.
Hakikati zihinle çözemeyiz. Sezgisel olarak çözeriz. Metafor olarak. Bu
alemdeki tek tutarlı şey zihindir. Hayat kalıba giremez. Kıvamla gerçekleşir.
Modern hızlı
Gelenek geride…………aradaki KIVAM ise çok zor.
Yaşamayı biliyor muyuz? Yaşamayı bilmek ezmeden, ezilmeden, miş gibi
davranmadan, estetikle, ahlakımızla yaşamı sergilemek demektir. Bu ustalık
zordur. Hayatın içinde kendi başına öğrenilmez.
Kıvamı kazanmak için BASİRET gerekir.
Teorik olarak pratikte iş görmeyince basiretle çözeriz. Teorik ve pratik
kıvama gelmelidir…
OLMA gerekir.
Gazali….mutsuzluğu şöyle tarifler:
’’mutsuzluk
1-cehalet 2-gafletten oluşur’’ der.
İlim ise kemali arzular, o da yuvarlaktır. Dönüp dolaşır ve makamına geri
gelir. Bu daire tamamlanmadıkça cehalet ve gafletten kurtulmadıkça, mutlu
olamayız.
Olmanın yolu TASAVVUFTUR.
Önce entelektüel uç sonra ahlaki uç ve birbirini tamamlamak.
ANALİTİK DÜŞÜNME karmaşık bilgileri çözmek için kontras hale getirmek , yer
değiştirmek demektir. Yani bir oraya bir buraya. Problemi çözemez ama eleştirel
düşünmeyi sağlar.
Eşeltirel düşünüyor, elekten geçiriyor ve üstte kalanları gelecekte
kullanıyorsak analitik düşünüyoruz demektir.
İki tür eleştiri vardır:
1-yıkmak için 2-istifade etmek için.
Hiçbir bilgi tazelenmedikçe ayakta kalamaz.
KAD gelenekten moderne, modernden geleneğe tarihsel bir yürüyüş yapmak
demektir. Kolay değildir. İkisi arasında yol açmak zordur. Gelenekler yavaş
akar, yenilikler içinde damar bulunmalı.
Zor olanı KAD için ne kadar gönüllü olduğumuz….
Hakikatle miş gibi yapılarak amatörce uğraşılmaz. Kavrayışımızı yeniden
oluşturmalıyız.
KAD öncelikle ömür boyu sürecek bir yaşam biçimidir. Mevcutla yetinirsek
düşünmemiz mümkün değildir.
Zihniyeti değiştirmek gerekir. Bireysel olarak ayakta kalmalı ve bunu
topluma çevirmeliyiz. Herkesin kritik etmesi çözümlemesi ve bunları kendi
belleğinde kıvama getirmesi gerekir. Teoriyi kendi hayatımızda kullanma
kavrayışını kazanma becerisidir. Bunun için mevcut geleneği öğrenmeliyiz.
Düşünme diyalog hadisesidir. Arkasında olanlarla beraber. Aynı şekilde
modernliği analiz edelim ve gelenekten modernliğe, sonrada modernden geleneğe
yapılan karşılaştırmalarla anlam ufku yaratalım ve nasıl davranacağımıza karar
verelim.
ÖZETLE ve kendimce; önce bir birey sonra da toplum olarak daha mutlu, daha
güvenli yaşayabilmemiz, BASİRET yani GÖNÜL gözümüz açık olarak; empati yaparak
olayları sorgulamamıza bağlı. Ben egosundan uzakta kalmak şartıyla; olayları
zihin süzgecimizden geçirmemiz, yerinde ve doğru sorular sormamız ve bunların
ışığında geçmiş bilgilerimizle şimdikini harmanlayıp üzerinde düşünmemiz,
gerekirse eleştirel yaklaşmamız, cesaretle düşüncelerimize sahip çıkmamız ve
yaşamda uygulamamız önemli. Bir anlamda NLP gibi bilinçaltımızı, kafa yapımızı
yeniden yapılandırmalıyız ki, çağa ayak uyduralım ve hızla geçen zamanı
yakalayıp; o süreçteki yerimizi alıp sağlam temelleri inşa edebilelim.
Sonuç olarak; düşünmek,cesaretle sorgulamak,
hemen kabul etmemek, önce kendi içimizde sindirmek, sonra eleştirel
yaklaşımlarla, yapıcı fikir tartışmalarıyla özünü kavramak, hayata
uygulamak… ve bunu
BİR YAŞAM BİÇİMİ haline getirmek...
Elbette çocuklarımıza bu tarzı benimsetmek, sözlerle değil yaşayarak, ayna
olarak...
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
05.06.2012
NOT:izlediğim video'lardan ve bu özel sohbetten haberdar olmamı sağlayan, Sn.CAHİT BÜYÜKKANBER'e sonsuz teşekkürlerimle, İYİ Kİ VAR...
NOT:izlediğim video'lardan ve bu özel sohbetten haberdar olmamı sağlayan, Sn.CAHİT BÜYÜKKANBER'e sonsuz teşekkürlerimle, İYİ Kİ VAR...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder