17 Mart 2014 Pazartesi

BIRAKTIM VE HAFİFLEDİM (1/2)

‘’Biz dışsal karmaşayı görüyoruz, oysa önce içimizdeki karmaşayı düzeltmeliyiz. Sevecen, sıcak ve gerçeğe uygun olduğumuzda dünya da öyle olacak.’’ diyen Brahma Kumaris Jayanti ve ‘'Olmasını istediğiniz değişim olun'’ diyen Mohandas Karamçand Gandi.

Ortak nokta ise huzurun, değişimin sadece kendimizde bittiği gerçeği.

Hepimiz bunun peşinde değil miyiz?

Daha dingin, daha barış dolu ve daha huzurlu bir dünya.

O halde ağırlıkları bırakmak gerek tek tek. Sen, ben, o, siz, biz, onlar… Etrafımıza, başkalarına faydalı olabilmek için işe kendimizden başlamamız gerektiğini vurguluyor bu konunun uzmanları.

Kendimiz SEVGİ doluysak yaymamız o kadar kolay ki. Kendimize, bedenimize, ruhumuza, düşüncelerimize saygımız varsa; başkalarını da özveriyle dinlemesini, yeri gelip saygıyla beklemesini biliyoruz. Zorlanmıyoruz. Duygu ve düşüncelerimizi olumlu olmaları için uğraş veriyor; farkındalığımızı artırmak adına çabalıyorsak herkesin dünyasını bir şekilde güzelleştirme şansımız var demek. Kısacası işin özü bizde bitiyor.

Merkezi Hindistan'da olan hem yöneticileri hem de öğrencileri kadın olan bir üniversite var. Brahma Kumaris Dünya Ruhsal Üniversitesi. Kurucusu  Brahma Kumaris Jayanti. Amacı daha iyi daha yaşanabilir bir dünya. Ve bunun için de kadınların mihenk taşı rolü oynadığında hemfikir. Cümleleri öyle çarpıcı ki… Yinelemek ve tekrar ederek yaşantımıza katmak gerek diye düşünüyorum.

Ben yapabilirim. Sizler yapabilirsiniz. Onlar da. Ve işte dünya daha yaşanabilir, daha huzurlu bir hale geldi bile. İş önce niyet etmekse, ilk adım hem kalben hem de fikren inanmaksa; göz ardı etmeyelim istiyorum ben de.

Üstelik faydası sadece etrafımıza değil. Öncelik kendimizde. Kendimizi iyi hissettiğimiz her yeni gün, artı hanemize keyifle ekleyeceğimiz güzellikler olacak. Gece yattığımızda o günün muhasebesini yaparken, vicdanımız daha rahat olarak yeni günün planlarını yapacağız. Bunlar öyle önemli ki… Dünyanın giderek daha da zorlayıcı şartlarını düşünecek olursak vakit geçmeden başlamak, bir şeyler yapmak gerek.

Huzur yolundaki ilk adım geçirgen olmaya çalışmak. Öyle söylüyor uzmanlar. Yapanlar vardır mutlaka, hatta hayat felsefesi haline getirenler. Peki biz onlardan olabilir miyiz? Ben olmamız gerektiğini düşünenlerdenim. Elime geçen her fırsatta da bunu öğrenmeye çabalıyorum. Yeri geliyor tıpkı bir öğrenci gibi çalışıyorum.

Düşünsenize birisi size saygıdan ve naiflikten uzak, kalbinizi yaralayacak bir söz söylüyor. Veya bir anda son derece zor bir olayın içinde buluyorsunuz kendinizi. İşte tam o ANDA… Tüm sakinliğinizle sözlerin veya olayın içinizden geçmesine izin veriyorsunuz. Adeta görünmez olup hiç tepki göstermiyorsunuz. Yazarken bile zorlandığımı itiraf etmeliyim.

Uzmanlar bu şekilde davranmanın bizi güçlü kıldığını; daha doğrusu kendimizi kontrol etme gücünün tamamen bizim elimizde olmasını sağladığını belirtiyor. Aksine çoğunlukla yaptığımız gibi kızıp öfkelendiğimizde, kötü etkiye kırıcı tepkiler verdiğimizde; kontrolümüzden uzaklaşmış oluyoruz gerçekten de. Hatta üzerinden biraz zaman geçip düşündüğümüzde, yeri gelip kendimize kızıyoruz sakinliğimizi koruyamadık diye. Öyle değil mi?

Oysa ki içimiz huzurla dolu olduğunda, bir başka deyişle huzuru kendi içimizde yarattığımızda hiçbir negatif olay ya da söz huzurumuzu kaçıramıyor. Geçirgen olmayı başardığımız için geçip gidiyor.  Sonuçta huzur hepimiz için en büyük gereksinim. Ama son derece narin. En küçük aksaklıkta kaçması an meselesi. Bu nedenle  var olan huzurun devamını sağlamak da en az huzuru bulmak kadar  önemli.

Şöyle bir düşünelim. Dünya üzerinde o kadar çok olumsuzluk, kavga ve hatta  savaş var ki… Onları yok etmenin yolu kendi içimizdeki savaşı, kavgayı, negatif düşünceleri önce FARK edip, sonra temizlemekle son bulacaksa; hepimizin bunu bir şekilde başarması lazım.

Peki içimizdeki huzuru yakalamak için ne yapmamız gerekiyor? Bir kısım uzman kendimizi topraklamanın önemli olduğunu savunuyor. Fazla enerjiyi akıtmak için. Tıpkı elektrik tesisatlarını korumak adına yaptığımız topraklama çalışmasına benzer bir durum. Kendimizi negatif hissettiğimiz, hemen her şeye kızmaya başladığımız, sebepsiz korkularımızın çoğaldığı anlar var ya. İşte onları fark ettiğimiz anda topraklama yapılmasını öneriyorlar. Bu yolla içimizdeki kötü enerjileri yok etmeye başlıyoruz. Böylece yersiz endişelerden ve huzursuzluktan da uzaklaşıyoruz. Dingin bir ruh için daha ne olsun? (uygulama şekli ve devamı 2/2 ‘de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ


16.02.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...