25 Mart 2014 Salı

BU FREKANSLAR BİZE ÖZEL (2/3)

Beynimiz sürekli frekans değiştiriyor; içinde bulunduğumuz durumla alakalı olarak. En derin uykumuzda delta olan frekansımız, uykuya yenik düştüğümüz ilk devrede ve uyanma saatlerimize doğru teta halinde.  

Yeni uyandık, belki hala yataktayız, gözlerimizi kırpıştırıyoruz işte alfa frekansına geçtik bile. Olsun. Hala vaktimiz var kendimizi iyi hissettirmek adına. 

Çünkü yataktan kalkıp, henüz kendimize gülümsemeden hemen haberleri açıyor, gazeteye göz gezdiriyorsak; anında beta frekansına geçiş yapıyoruz. Neredeyse tüm gün, olaylarla ve insanlarla mücadele anlarımızda bu frekans hep bizimle. Kurtul kurtulabilirsen. 

Ama yine de yapabileceklerimiz var. Uzmanlar böyle söylüyor. Kendimizi daha dingin daha huzurlu hissetmek adına; beyin frekansımızı değiştirebilir, örneğin alfa frekansına geçiş yapabiliriz. Bunun için öncelikle farkındalığımızı, duru görümüzü artırmak, kendi iç sesimize kulak vermek gerek elbette.

Biliyor musunuz, üzerinde yaşadığımız güzel dünyamızın da bir kalp atışı var. Bu ne güzel bir tanımlama; öyle değil mi? Bizlerle birlikte dünyamızda titreşimler yayıyor evrene.

Schuman Rezonansı olarak da bilinen bu değerin, yani merkezdeki manyetik alan değerinin 7.8 Hz ‘de sabit kaldığı düşünülmüş uzun yıllar. Ki bu değer bizim alfa frekansımızla eşdeğer. Ancak yapılan araştırmalarla zaman içinde yükseldiğini ve şu sıralar 12 Hz civarında olduğu belirtiliyor. Yükselme nedeni tam olarak belli değil.

Bir başka dikkat çekici nokta ise, dünyamızın kalp atış hızı artarken; manyetik alandaki gücün giderek zayıflaması. Bu durum bize günlerin artık yetmez hale geldiğini daha da derinden hissettiriyor. Günler, saatler inanılmaz hızda geçiyor. Hepimiz bu durumdan şikâyetçiyiz. Ama bunu kendi algılarımıza bağlarken; aslında fiziksel bir gerçekle karşı karşıya olduğumuzun farkında değiliz. Çünkü zaman kavramı kısalıyor.

Peki dünyanın kalp atış hızının artması bizi etkiliyor mu? Elbette. Hepimiz bu rezonans salınımı içinde yaşadığımız için, beynimiz de bundan nasibini alıyor tabiri yerindeyse. Eskiden alfa frekansıyla aynı değerdeyken; şimdi beta frekansına geçiş yaptığı için hepimiz uyku halinden sıyrılıyoruz yavaş yavaş. Daha bilinçli, daha uyanık, daha sorgulayıcı hale geliyoruz. Elbette hep uyanık kalmanın insanı fazlasıyla yorduğunu da unutmamak gerek. İşte bu yüzden bir parça dinginlik ve huzur arayışı içindeyiz. Kısacık zaman dilimlerine çok şey sıkıştırma gayreti hepimizi fazlasıyla yoruyor. Pozitif enerjileri sönümlüyor. Son yıllarda artan geçimsizlik, hoşgörüsüzlük, savaş ve kavgalar bunun sonucu belki de. (devamı ve frekans seçimleri 3/3 ‘ te)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

23.02.2014



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...