‘’Bunu nasıl
yapacağız?’’ dediğinizi duyar gibiyim.
İşte yazımın çıkış
noktası.
Bunun için önerilen
metodun ismi Transaksiyonel Analiz.
Kısaca TA.
İsmi zor gibi görünse de
yapılacaklar son derece basit. Vaz geçmeye gelmez, inanın bana. Çünkü ilkesi
güzel. Çevremizdeki kişiler arasında oluşan iletişim sorunlarımızın çözümü için
kullanılan bir analiz yöntemi. TA yaşam boyu istediğimizi seçme
hakkına sahip olduğumuzu kabul ediyor. Bir anlamda özgürlüğümüzü yeniden
hatırlatıyor.
İnsan doğasıyla ilgili
olumlu, yaşamıyla ilgili ise kötümser bir görüş belirten; Kanadalı psikiyatr
Eric Berne tarafından ortaya atılmış.
Çocukluk döneminden
itibaren yaşadığımız olumsuzluklar, telkinler, baskılar, sınırlandırmalar
sonucunda; doğarken sahip olduğumuz pozitif hayat görüşünü yavaş yavaş
kaybediyoruz.
Peki ya sonrası? Olumsuz
yanı ağır basan bireyler topluluğu. Kişiden kişiye, yaşadıklarıyla bağlantılı
olarak değişiyor elbette. İşte az ya da çok yaşanan bu olumsuz görüşü
değiştirmek için devrede TA. Çünkü insan davranışını açıklayan bir yaklaşım.
Tamamen EGO (benlik)
durumuzu ele alıyor. Doğduğumuz andan itibaren ne zaman başkalarıyla etkileşime
giriyoruz, işte o andan itibaren bu benliklerden etkileniyoruz. İlerleyen
zamanlarda da bir tanesi daha ön plana çıkıyor.
Kimimiz EBEVEYN
egomuzun, kimimiz YETİŞKİN egomuzun, kimimiz de ÇOCUK egomuzun etkisinden
kurtulamıyoruz.
Yani bir kısmımız anne
baba gibi öğüt veren, eleştiren, korumaya çalışan tepkiler veriyor. Otoriterlik
söz konusu çünkü. Bildiğimiz ‘baskın’
karakter tarzı.
Bir kısmımız çocukça
tutumlar sergiliyor. İçimizden nasıl geliyorsa öyle davranmayı seçiyor. Bir
anlamda farkında olmadan geçmişi, çocukluğunu tekrar ediyor.
Diğerlerimiz ise akılcı
ve mantıklı hareket etmekten yana. Gerçekçi değerlendirme yapmadan adım atmayı
sevmiyor. Her şeye objektif bakma gücüne sahip. Verilere dayalı hareket
ediyor.
Uzmanlar, ruhsal anlamda
sağlıklı olan herkesin; her üç benliği de şart ve duruma bağlı olarak
kullandığını belirtiyor. Hepimizin yapması gereken bu aslında.
İşte TA ile bunu
kazanmak mümkün. Yani egolar arasındaki o DENGEYİ sağlamak. Fazla yanları
törpülemek ve bu kabiliyeti bir an önce kazanmak.
Şimdi elimizde geçmişte
yaşadığımız şanssız olaylara rağmen değişebileceğimizi fısıldayan bir yöntem
var. Yaşadıklarımıza hayıflanacağımıza, oturup bekleyeceğimize elimizdekilerle kaderimizi
belirleme gücümüz için bize şans tanıyor adeta. Yaşamda özgürce seçme şansımızı
kullanmamız gerektiği belirtiyor.
Transakiyonel Analiz
(TA) uygulama yönünden de çeşitlilik içeriyor. Aynı zamanda bütünleştirici. Uygularken
cesaretle adım atabilme şansı yaratıyor.
Elbette önemli olan bu
yöntemin temel felsefesini kendi kişiliğimizle birleştirmek.
Zenginliğinden
yararlanabilmek.
.duygularımız,
.düşüncelerimiz,
.davranışlarımız.
Hepsinde özgürüz ve istediğimiz
gibi yönlendirebiliriz. Bu yöntemle kendimizi çok daha iyi anlayacak,
farkındalığımıza hakim olacak ve ibreyi istediğimiz yöne çevirebileceğiz. (detaylarla
devamı 3/3’te)
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
31.05.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder