‘’Ben duygusu yani ego.
Benim mutluluğum, benim başarım, benim başarısızlığım, benim elde ettiklerim,
ben böyleyim, ben böyle değilim. Korkunun ifadeleri, ıstırap, depresyon, acı,
kaygı, arzu ve üzüntüyle birlikte bütün bu BEN merkezli gözlemlemeler…Bütün
bunlar bencilliktir. Kişisel çıkarlardır. Bencilliğin olduğu yerde, korkunun ve
korkunun bütün sonuçlarının olması da kaçınılmazdır.’’ diyor ünlü Hintli
filozof Krishnamurti.
Haksız da sayılmaz. Hepimizin hayata karşı
bir duruşu var. Yaşadığımız olaylara bağlı olarak; kendimize, etrafımızdakilere
ve yaşama karşı bir tavır alıyoruz. Eğer bu duruşumuz olumlu sinyaller
içeriyorsa; ruh sağlığımızı her dem koruyoruz. Yaşamın güzelliğini fark
ediyoruz. Öyle değil mi? Kendimize olan güveni daha da pekiştiren harika bir
duruş bu. Üstelik yarınlarımızı da besliyor.
Burada en önemli etken
güven duygusu. Hem kendimize, hem başkalarına hem de hayata karşı güven duygusu
sözünü ettiğim. Hepsinin çok iyi oturmuş olması lazım kişiliğimizde. Bir tanesi
eksikse olumsuzluk bulutları beliriyor çünkü. Yorgun, sırtında fazla yük taşıyan,
ilişkileri sağlam olmayan kişiler olabilmemiz an meselesi. Bu da ruh sağlımız
için tehlike çanları demek.
İşte TA ve felsefesi
yardımı ile; temel ihtiyaçlarımız (fark edilmek, kabul görmek, sevilmek,
beğenilmek, hal hatır sorulmak, okşanmak gibi) doyuruluyor. Mutluluğun temini
kolaylaşıyor.
Hepimiz doğdumuz andan
itibaren önce ailemizden, sonra da sosyal çevreden pek çok mesaj alıyoruz. Ona
göre şekilleniyoruz. Adım adım verdiğimiz kararlarımız da, yıllar sonraki
hayatımızın temel taşlarını döşüyor. Elbette o anlarda farkında olamıyoruz. Bu
anlamda uzmanlar; çocukluk dönemindeki kararların çok etkili olduğunu
savunuyor. Ve ekliyor ‘’Yaşam bu kararların ışığında şekillenir.’’ Sizce
haksızlar mı?
Oysa ki biz bunun
farkında olmadan, başımıza gelenler için hep başkalarını suçlama peşindeyiz. En
kolay yol bu çünkü. Suçlu kimse yok bizden başka bunu kabul edelim. Varsa
hatalarımız hepsi bize ait. Ve hepsi yaşam boyu aldığımız o kararlar
silsilesinde saklı.
Bu yöntemi uygularken dikkat
edeceğimiz en önemli nokta ise; kendimizi baskı altına almaktan kaçınmak
olmalı. Çünkü duygularımızı bastırdıkça, yok saydıklarımız ve
reddettiklerimizle bilinçaltımızı istemeden besliyoruz. Bu da pek çok ruhsal
probleme davetiye çıkarmak demek. Yapılan araştırmalar; psikolojik hastalıkların
neredeyse yüzde yetmişinin bastırılmış duygulardan kaynaklandığını ortaya
çıkarmış. Takdir edersiniz ki, bu çok ciddi bir oran.
O halde olumsuz
duygulardan, kinden, kızgınlık ve öfkeden kurtulmanın kendimizce en sağlıklı ve
uygun yolunu seçip uygulamamız gerekiyor. Davranışlarımızla ve sözlerimizle
başkalarını yaralamadan. O yaranın etkileri gerisin geri bizi bulmadan.
İçimizdeki
hüzünlü yaraların varlığını kabul edip, bilincimizi besleyerek.
Şimdi elimizde güzel bir
yöntem var. Kendimizle yüzleşebilir ve yeniden şekillendirebiliriz. Tek
yapacağımız biraz sabır ve bolca çalışmak olmalı. Sebatla ve kalp gücümüzle
duygu ve düşüncelerimizin kontrolünü elimize geçirdiğimizde; hayatın aslında
nasıl da rengarenk olduğunu yeniden göreceğiz.
İçimizdeki o kötü ve
olumsuz duyguların kaynağı kurtu aç
bıraktık bir kere. Çaresiz artık. Sesi neredeyse çıkmaz oldu.. İyi ve olumlu
duygularımızın kurtu ise güçlendi tam tersine.
Zarafet yansıdı
davranışlarımıza.
Bakışlarımıza da sevecenlik.
İşte o özlem duyduğumuz
topluluk karşımızda. Ve biz onun en KIYMETLİ parçasıyız. Kendi hayatımızı nasıl
yaşayacağımıza karar verdik. Değiştirmek istediklerimizi değiştirme gücünün
sadece biz de olduğunu öğrendik. Bildiklerimizi yeniden tekrarladık. Geçmişi,
yaşanan acıları dünde bıraktık. Onlardan sadece ders alıp yola devam ettik.
Bugüne ve anlara odaklandık. Her geçen gün artı hanemize bir değil birkaç artı
daha ekledik.
Tüm bunlar hayal değil
inanın bana. Hepsi yapılabilir davranışlar. Hepsi bizim elimizde. Kendimizi
yaşadığımız acı olaylar nedeniyle sürekli cezalandırmaktan vaz geçip; renkleri
kucaklama zamanı şimdi.
BERABERCE. Yürek yüreğe.
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
31.05.2014
Kaynaklar: http://empyreanbgm.wordpress.com; http://www.azmivaran.com; http://ta.org.tr; http://www.mersinpsikolojikdanismanlik.com.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder