2 Haziran 2015 Salı

KALICI OLAN SADECE HİSLER Mİ?

"İnsanlar onlara ne söylediğinizi unutabilirler. İnsanlar onlara ne yaptığınızı da unutabilirler. Ama insanlar, onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar."

Bu satırlar ödüle doymayan Amerikalı yazar, şair, dansçı, aktris ve şarkıcı Maya Angelou’ya ait.
Öylesine okuyup geçmek olmaz bu satırları. Kıymetini vermek gerek.

Ama önce minicik bir öykü paylaşmama izin verin. Çünkü satırları öyle güzel destekliyor ki.

Öykümüz tamamen gerçek.
Sene 14 Ekim 1998.  
Olay kıtalar arası uçuş yapan bir uçakta geçiyor.

‘’Yolcu kadınlardan birinin koltuk numarası, tesadüf eseri zenci bir adamın yanına denk gelir. Yolcumuz bu durumdan oldukça rahatsız olur. Üstelik bunu açık açık söylemekten de geri kalmaz. Ardından da hostesten yerinin değiştirilmesi için yardım ister. Kadının haksız çıkışını izleyen ve anlamsız bulan yolcular aralarında söylenmeye başlar. Ne gariptir ki konunun asıl muhatabı zenci adam, kendisini çok kötü hissettiği halde sesini çıkarmaz.

Tüm uçak dolu olduğu için, kabin görevlisi son umutla birinci sınıfa bakar. Ve orada bir yer bulur. 
Gecikme telaşıyla hemen kadının yanına gelir. Güçte olsa bir yer bulduğunu, ancak bunun için pilottan özel izin alması gerektiğini söyler. Pilot; hiç kimsenin sorun yaratan birisinin yanında oturmaya mecbur tutulamayacağını belirterek; bu yer değişiminin yapılmasına izni vermiştir.

Bu gerekçeyi duyan diğer yolcular şaşkındır. Kabin içinde yarattığı gerilimden habersiz kadın yolcu ise; savaşı kazanan bir kumandan edasıyla toparlanıp, yerinden kalkmaya hazırlanır. Çünkü duydukları onu memnun etmiştir.

Ancak tam o anda kabin görevlisi; zenci yolcuya döner. Kendisini birinci sınıftaki yeni yerine götürmesi için takip etmesini rica eder. Ardından da, böylesi can sıkıcı bir olaya sebebiyet veren bir kimsenin yanında oturmak zorunda bırakıldığı için, seyahat firması adına pilotun özürlerini iletir.

Bu sırada; yanındaki insandan dolayı yerinin değiştirilmesini isteyen kadın şaşkınlıkla olanları izlemektedir.

Olayın güzelliğini ve haklı gerekçeyi duyan yolcular uçak personelini alkışlayarak tebrik eder. Aynı yıl içinde kaptan pilot ve hostes uçaktaki bu duyarlı davranışlarından dolayı ödüllendirilir. Ve anlamlı o mesaj tüm personele iletilir.’’

Mesaj aynen yazarımızın sözlerindeki gibidir. Bir daha okuyalım mı?

"İnsanlar onlara ne söylediğinizi unutabilirler. İnsanlar onlara ne yaptığınızı da unutabilirler. Ama insanlar, onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar."

Yaşam içinde her daim kaliteli duruşun önemini belirtiyorum; sizler de biliyorsunuz artık.

İçten gelen, sevgi kokan, hakkı hak edene tevazu ile pay eden; samimi her söz, her davranış kaliteli duruşun simgeleri aynı zamanda. Ve kolay kolay unutulmuyor. Çünkü gönüllere yer ediyor. Adeta perçinleniyor.

Peki bu güzellikleri yaşam felsefesi haline getirmemiz, uygulayanlardan olmamız zor mu?

Bence değil. İsteyelim, gönlümüzü koyalım yeter.

Şimdi bir başka sorum var.

Empati yapabildiğimiz anlarda dahil olmak kaydıyla; insanoğlunun sevinç ve acılarını gerçekten anlayabiliyor muyuz dersiniz?
Zaman zaman evet. Büyük payda da ise hayır, anlayamıyoruz galiba.

Oysaki ideal zamanlamayı yakalayacak sabrımız ve içgüdülerimizle bunu da başarabiliriz.
Ne dersiniz?

Kalbi hareketler, içinde sevgi ve hoşgörü barındırdığı sürece yanılma payımızı minimize edecektir diye düşünüyorum. Saygı ve tevazu ile yaklaşım tüm kalkanları indirecek kadar güçlü bana göre. Hele hele bir de sevgiyle beslenmişse.

Hayatımızdaki en büyük zenginliğimiz kalp kazanmak. Mademki sözler ve davranışlar yeri gelip unutulduğu halde hisler kalıcı oluyor; o halde tüm insanların ve hatta canlıların kendilerini değerli hissetmeye hakları var. Bunu yapabilenlerden olmamız dileğimle.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

02.04.2015



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...