Estetiğin
söz konusu olduğu her alanda bizimle aslında.
Doğadaki
canlıların uzuvları bu sayıya uygunluk gösteriyor. Geçmişten günümüze uzanan antik
mimari eserler bu orana göre tasarlanmış. Şimdiki bazı modern mimari eserler de
bu orana uygun tasarlanıyor.
Neden
mi? Çünkü uzmanlar, bu orana uygun ölçülerdeki nesnelerin ve canlıların daha
estetik ve güzel göründüğü savunuyor.
Şimdi
gelin bu güzel sayıya bakalım.
Ondalık
sistemdeki yazılışı; 1,618 (1,618033988749894...)
Evet
sayımız bu.
Evet
sadece matematiksel bir kavram. Sadece irrasyonel bir sayı. Çoğumuzun bildiği sembolü
ile Fi ( Φ ) sayısı.
Ancak
gizemi muhteşem.
Her
bir karesine hayran olduğumuz DOĞAnın GÜZELLİK ÖLÇÜSÜ aynı zamanda. İsmi de
ALTIN ORAN.
Matematikte
ve fizikte evrende, var oluştan bu yana bize göz kırpan yegane sayı.
Peki
Altın Oran nedir?
Bir
bütünün parçaları ile arasında gözlemlenen fevkalade bir uyum var. işte bu
uyumun, geometrik ve sayısal oran bağıntısına ‘Altın Oran’ diyoruz.
Ünlü
İtalyan matematikçi Leonardo Fibonacci tarafından 13. yüzyılda bulunmuş. Kendi
adını alan sayı dizisinde çok basit bir kural var. İlk ikisi dışında; her sayı
kendinden önceki iki sayının toplamı.
Ne
var bunda diyeceksiniz şimdi biliyorum. Ancak bizim yüzümüz de dahil her şeyde
mevcut bu oran.
Fibonacci
sayıları; 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610, 987,
1597, 2584, 4181, 6765, 10946... şeklinde devam ediyor. Ve dizideki ardışık iki
sayının oranı, sayılar büyüdükçe Altın Oranına yaklaşıyor.
Doğa
içinde şöyle bir gezinelim ve bakalım hangi örnekler takılacak gözümüze?
Bitkilerin
filotaksi denilen yaprak diziliminde; kar tanesi kristallerinde; günebakanlarda;
o masum papatya çiçeğinde; çam kozalağının girift diziliminde 1,618 oranını görüyoruz.
Evrendeki
pek çok galaksinin spiral yapısında da. Örnekler o kadar çok ki. Sadece farkındalıkla
bakmamız yeterli galiba.
Başımızda,
bedenimizde, kollarımızda, elimizdeki parmaklarda kısacası her uzvumuzda hep
1.618 oranı var. Hatta kalp atışlarımızda, DNA sarmallarının en ve
boy oranında da.
Eski
Mısırlılar ve Yunanlılar tarafından keşfedildikten sonra mimaride ve sanatta
çokça kullanılmış.
Mısırın
meşhur piramitlerinden; Rönesans dönemi sanatçılarının tablo ve heykellerine
kadar pek çok şaheser eserde var. Örnek mi?
Leonardo
da Vinci eserlerindeki mükemmelliği hep bununla yakalamış. ‘Son Yemek’ ve Mona
Lisa tabloları en belirgin örneklerden.
Güneş
etrafındaki gezegen yörüngelerinin eliptik yapısını keşfeden Johannes
Kepler;
Altın Oranı, geometrinin iki büyük hazinesinden biri olarak kabul etmiş.
Osmanlı
döneminin en usta mimarlarından Mimar Sinan’ın Süleymaniye ve Selimiye gibi
daha pek çok eserinde de bu oranı görmek mümkün.
Kısacası
mükemmel olarak kabul edilen her şeyde bizimle beraber.
Madem
bu gizemli sayı bir mükemmellik ölçüsü; o halde onu yaşadığımız dünyaya
uyarlayalım. Ve beraberce dünyanın Altın Oran merkezine gidelim.
Ne
dersiniz?
Bu
yer öyle bir yerde olmalı ki; belirli noktalara olan uzaklıkları hep altın
oranı yani 1,618’ i vermeli. Öyle değil mi?
Peki
böylesi bir yer var mı? Evet var.
Arap
yarımadasının batısındayız şimdi. Suudi Arabistan’ın Hicaz bölgesinde. İşte
dünyanın merkezi tam karşımızda.
İslam
dünyasının en kutsal şehri olarak kabul edilen Mekke.
Şehrin
kuzey kutup noktasına olan uzaklığı 7.631,68 km. Güney kutup noktasına olan
uzaklığı ise 12.348,32 km. Bu iki uzaklığın oranı ise tam tamına 1,618.
Enlem
boylam haritasına göre de, doğu uzaklığı ile batı uzaklığının birbirine oranı
yine aynı sayı. Kısacası tüm hesaplama sistemleri minicik yanılma payları ile
hep aynı noktayı işaret ediyor.
Ama
henüz bitmedi. Hani merkezin de merkezi vardır ya. İşte orası da her yıl İslam
dünyasının akınına uğrayan Kabe ve Arafat dağı.
Adına
Ley hatları da denilen pozitif enerji akımlarının dünya üzerindeki kesişme
noktası aynı zamanda. Yani dünya genelinde pozitif enerji titreşimlerini yoğun olarak
hissedeceğimiz tek yer burası. Bilimsel veriler böyle söylüyor.
Matematikteki
bu üstün tasarım sayısı; dünyamız üzerindeki en minik canlıdan en büyüğüne ve
bizlere kadar her canlıda var. Belki de bu yüzden canlıları incelerken,
yapılarına her defasında hayran oluyor; olağanüstü detayları karşısında
şaşırıyoruz.
Ben bu sayıyı çok sevdim. Çünkü bir türlü çözemediğimiz evreni ve yaşamı
anlamamıza yardım ettiğini düşünüyorum.
Altın
Oranımız çokça olsun dileğimle.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
20.11.2015
Kaynaklar:;
https://tr.wikipedia.org; http://indigodergisi.com; http://okyanusum.com;
http://1618oran.blogspot.com.tr.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder