Okuduğumda
çok keyif aldığım, umutlarımı tazeleyen bir şiir oldu bana bunları yeniden
düşündüren. Paylaşalım istedim ki; ömür yolculuğumuzdaki tebessümlerimiz daha
bir büyüsün. Kutlayarak yaşayalım her anımızı.
Aynı
zamanda bir yazar olan Mary Stevenson’ın 1936 yılında, sadece 14 yaşındayken
yazdığı bir şiir bu aslında.
Yıllar
sonra keşfedilmiş. Ama her dem tazeliğini korumuş.
Zamansız
yani.
Türkçeye
çevrilmiş haliyle hiçbir kelimeyi değiştirmeden paylaşmak istedim. Şaire ve
çevirenlere saygım adına.
İsmi
‘’ 'Footprints in the Sand’’ yani ‘’Kumdaki Ayak İzleri.’’
‘’Adamın biri bir gece
bir rüya görmüş…
Upuzun bir kumsal
boyunca yanında Tanrı ile yürüyormuş. Onlar yürürken, tam karşılarındaki
gökyüzünden de bir film şeridi gibi adamın hayatından sahneler geçiyormuş.
Kumsal, adamın hayat
yolu imiş sanki.
Adam kumda iki çift ayak
izi kaldığında dikkat etmiş. Bir çifti kendisinin, bir çifti Tanrı’nın…
Hayatının son sahnesi de
gökyüzünden geçtikten sonra adam, kumdaki ayak izlerine boydan boya bir daha
bakmış ve birden bir şey dikkatini çekmiş!
Hayat yolunun pek çok
bölümünde kumda sadece bir çift ayak izi görülüyormuş ve adam dehşet içinde
fark etmiş ki, ayak izleri, hayatının en kötü, en acı anlarında teke iniyor. Bu
keşfi onu fena halde rahatsız etmiş ve Tanrı’ya sormaya karar vermiş…
“Tanrım! Eğer sana
inanırsam senin yolundan gidersem her zaman yanımda olacağını, her zaman yanı
başımda yürüyeceğini söylemiştin…
Oysa, hayat yoluma
bakıyorum. En zorlu, en kötü, en acılı anlarımda sadece bir çift ayak izi
görüyorum kumda…”
“Anlayamıyorum Tanrım,
anlayamıyorum…
Hayatın kolay günlerinde
yanımda yürüyorsun da sana en muhtaç olduğum anlarda beni niye terk ediyorsun?”
Tanrı gülümseyerek cevap
vermiş…
“Sevgili, çok sevgili
evladım… Ben seni çok sevdim ve hiç terk etmedim. Hayat yolundaki o zorlu sınav
günlerinde yani en acılı, en kötü anlarında kumda hep bir çift ayak izi gördün.
Dikkat et! Ayak izleri teke indiğinde derinleşiyor. Çünkü o anlarda ben, seni
kucağımda taşıyordum…”’’
O
yıllarda sadece 14 yaşında olan bir kız çocuğunun seslenişi.
Ne
kadar özel ve anlamlı değil mi?
Umutlarımız
sırtımızda ve biz o muhteşem gücün koruması altındayız.
Yalnız
değiliz özümüzde. Daha ne olsun.
Bize
kalan sadece evrendeki her detayda bunu fark etmek. Kalbimizdeki sevgi ve aşk
tınılarını olabildiğince çoğaltmak.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
02.01.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder