Saygı duymak... Çocuklarımıza verebileceğimiz erdemlerin en kıymetlisi, en nadide olanı ve ne yazıktır ki en az bulunanı. Çünkü saygı her şeyin neredeyse temel taşı. Çünkü saygıyla başlayan her şey daha düzeyli, daha oturaklı, daha sağlam temeller yaratıyor hemen her yerde; hayatımızda, toplum içindeki ilişkilerimizde, sosyal çevremizde, iş ve aile yaşantımızda, kısacası aklımıza gelebilecek her türlü platformda.
İnsanın kendi yaşantısına saygı duyması ile başlıyor her şey aslında. Çünkü kendine saygısı olan insanlar, çevrelerindeki diğer insanlara, dostlarına aynı saygıyı hissettiriyorlar. Saygı bir mesafe mi? Hayır, asla. Çünkü saygının sevgiye açılan yolları o kadar güzel ki...
Birbirlerine önce saygı duyan, kişiliklerine, duygularına, konuşmalarına, hal ve tavırlarına saygı çerçevesi içinde değer veren kişiler saygının o güzelim sevgi yollarını çok derinlerde keşfediyorlar birlikte, karşılıklı. Belki ilk başlarda erişilmesi zor, geçit vermez bir aralık gibi olsa da, bir takım şeylere katlanarak o tünelden geçtiklerinde önlerinde yaşanılası hayattaki pırıl pırıl bir dostluğu, arkadaşlığı, sevgiyi, yakınlaşmayı ya da aşkı yakalıyorlar. İşte o andan sonrası gittikçe katmerleşen, asla bozulmayan sımsıkı ve sıcak ilişkilerin yepyeni başlangıcı oluyor. Bu kadar güzelliği yaşamak ve yaşatmak varken, daha ilk anlarda saygıyı umarsızca harcamak, yok saymak, yok etmek niye? Evliliklerde karşılıklı saygı varsa eğer, sevgi ve aşk sizi hiçbir zaman terk etmeyecektir , buna inanın. Bakışlarımızda saygıyı konuşturabiliyorsak eğer; bir kadına, bir engelliye, bir hastaya yada kendimizden herhangi bir şekilde farklı olan birine acıtmadan, kırmadan, kızdırmadan bakmayı biliyorsak eğer, bu saygıyla yaklaşımın gizemini yakaladığımızı gösterir. İlk temas olan gözlerle başlayan bu sınırlama, daha sonraki tüm yaklaşımları daha o anda pozitif yöne doğru çevirecektir gizli gücüyle. Karşılıklı konuşmalarda saygı duyabiliyorsak eğer hem kendimize, hemde karşımızdakine o zaman konuşmalarımız hep yapıcı olacaktır, yıkıcı olmak, kalp kırmak yerine. Bizden küçüklere, çocuklarımıza, onların haklarına saygı duyuyorsak eğer, bizde aynını fazlası ile onlardan görürüz. Bundan güzel şey var mı dünyada? Karşımızdaki kişi, statüsü, yeri, konumu, yaşı ve cinsiyeti ne olursa olsun herkese saygı duyar ve hissettirirsek eğer, onlarda size aynı şekilde yaklaşacaklardır. Bu aynen bir aynanın yansıması gibidir. Saygıyla yaklaştığınız bir insandan size kötülük gelmesi düşünülecek en son şey olmalıdır belki de.
Saygıyı öğrenmek, saygıyı öğretmek, öğrendiğimiz saygıyı uygulamak ve bize yansımalarını görmek... Bunun kolay olmadığını biliyorum. Ama hayat dilimi içinde, bize düşen görevlerde kolay olan ne var ki? Hem zor olanı başarmak, o hazzı, o tadı yakalamak hepsinden güzeli değil mi aslında.
Saygının sevgiye açılan yollarında buluşmak dileği ile, saygıyla kalın.
Belgin ERYAVUZ
15/07/2003
İnsanın kendi yaşantısına saygı duyması ile başlıyor her şey aslında. Çünkü kendine saygısı olan insanlar, çevrelerindeki diğer insanlara, dostlarına aynı saygıyı hissettiriyorlar. Saygı bir mesafe mi? Hayır, asla. Çünkü saygının sevgiye açılan yolları o kadar güzel ki...
Birbirlerine önce saygı duyan, kişiliklerine, duygularına, konuşmalarına, hal ve tavırlarına saygı çerçevesi içinde değer veren kişiler saygının o güzelim sevgi yollarını çok derinlerde keşfediyorlar birlikte, karşılıklı. Belki ilk başlarda erişilmesi zor, geçit vermez bir aralık gibi olsa da, bir takım şeylere katlanarak o tünelden geçtiklerinde önlerinde yaşanılası hayattaki pırıl pırıl bir dostluğu, arkadaşlığı, sevgiyi, yakınlaşmayı ya da aşkı yakalıyorlar. İşte o andan sonrası gittikçe katmerleşen, asla bozulmayan sımsıkı ve sıcak ilişkilerin yepyeni başlangıcı oluyor. Bu kadar güzelliği yaşamak ve yaşatmak varken, daha ilk anlarda saygıyı umarsızca harcamak, yok saymak, yok etmek niye? Evliliklerde karşılıklı saygı varsa eğer, sevgi ve aşk sizi hiçbir zaman terk etmeyecektir , buna inanın. Bakışlarımızda saygıyı konuşturabiliyorsak eğer; bir kadına, bir engelliye, bir hastaya yada kendimizden herhangi bir şekilde farklı olan birine acıtmadan, kırmadan, kızdırmadan bakmayı biliyorsak eğer, bu saygıyla yaklaşımın gizemini yakaladığımızı gösterir. İlk temas olan gözlerle başlayan bu sınırlama, daha sonraki tüm yaklaşımları daha o anda pozitif yöne doğru çevirecektir gizli gücüyle. Karşılıklı konuşmalarda saygı duyabiliyorsak eğer hem kendimize, hemde karşımızdakine o zaman konuşmalarımız hep yapıcı olacaktır, yıkıcı olmak, kalp kırmak yerine. Bizden küçüklere, çocuklarımıza, onların haklarına saygı duyuyorsak eğer, bizde aynını fazlası ile onlardan görürüz. Bundan güzel şey var mı dünyada? Karşımızdaki kişi, statüsü, yeri, konumu, yaşı ve cinsiyeti ne olursa olsun herkese saygı duyar ve hissettirirsek eğer, onlarda size aynı şekilde yaklaşacaklardır. Bu aynen bir aynanın yansıması gibidir. Saygıyla yaklaştığınız bir insandan size kötülük gelmesi düşünülecek en son şey olmalıdır belki de.
Saygıyı öğrenmek, saygıyı öğretmek, öğrendiğimiz saygıyı uygulamak ve bize yansımalarını görmek... Bunun kolay olmadığını biliyorum. Ama hayat dilimi içinde, bize düşen görevlerde kolay olan ne var ki? Hem zor olanı başarmak, o hazzı, o tadı yakalamak hepsinden güzeli değil mi aslında.
Saygının sevgiye açılan yollarında buluşmak dileği ile, saygıyla kalın.
Belgin ERYAVUZ
15/07/2003
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder