İnsanların
gönüllü olarak ortak düşünceler etrafında bir araya gelmeleriyle oluşan Sivil
Toplum Kuruluşları (STK); bireyin yalnızken yapabileceklerine kıyasla, çoğaldığı
zaman yapabileceklerinin ne denli anlamlı ve güçlü olduğunun açık bir
göstergesidir.
İlk
çıkış yıllarında misyonları, halkın düşüncelerini ilgili kademelere aktaran bir
temsilcilik şeklindedir.
Oluştuğundan
bu yana pek çok anlam değişikliğine uğramış, değişik isimler verilmiştir. Ama
ortak fikirlerin daha sağlam bir temele dayanarak savunulması, ses getirecek
platformlara taşınması açısından önemini hep korumuştur.
Toplumun
en küçük parçası olan bireyin, düşüncelerini daha dinamik ve kolayca ilgili
yerlere iletmesi; aradaki diyalogların daha net açıklanması amacıyla çoğalarak
ses vereceklerinden hareketle; STK ‘ların arada bir denge unsuru olduğu
söylenebilir.
Tek
başınıza sesinizi duyuramazken, bir araya geldiğinizde hem fikirlerin ortaya
konup beyin fırtınasıyla yoğunlaşmasına zemin hazırlamış olursunuz hem de daha
etkili ve kolay yoldan isteklerin iletilmesine aracılık edersiniz. Konuların
gündeme taşınması, sahiplenmesi, yayın organlarının dikkatini çekmesi, halkın
genel bir fikir sahibi olması açısından (desteklesin ya da desteklemesin) varlıkları
oldukça önemlidir.
Toplumun
ihtiyaç ve taleplerini karşılamada en etkili araçlardan birisi olan; geçen
zaman içinde yapısı ve misyonu itibarı ile köklü bir yer edinen STK’
ların, yönetenle yönetilen arasındaki
ilişkilerdeki etkisi de göz ardı edilemez.
Toplumsal
hayatın organize bir göstergesidir; yeri
geldiğinde hem ulusal hem de uluslar arası platformlarda seslerini duyururlar.
Toplumdaki algılama gücü, nelerden etkilendiği, nelerle beslendiği, güçlü ve
zayıf yanlarının ne olduğu; bireylerin şikayet ve talepleri yine bu yolla net
olarak ortaya çıkar.
DOSTLUK,
ARKADAŞLIK YAŞAMDIR. Ne kadar doğru bir söz ve ben tam bu noktada şunu eklemek
isterim; dostlarla, arkadaşlarla paylaşılan her şeyde yaşamın en güzel
renklerini görürken, en güzel tınılarını kulaklarımızda hissederiz. Ve yine
Sinan Yağmur AŞKIN GÖZYAŞLARI isimli romanında şöyle diyor:
‘’Dostların, birlik sarayında kol kola yürümeye başlamadan önce muhabbet
koridorunda buluşmaları gerektiğini biliyordum.’’
O
koridor ki aradaki bağların oluşmasına zemin hazırlayan tüm sohbetlerin,
sıcacık yürek seslerinin en gizli tanığıdır. Yaşamın tazelenen havasına uyum
sağlayan beraberliklerdir. Yalnızlıktan kurtulmak, kendini önemsemek, yaşadığı
güzelliklerde paylaşımın erdemiyle çoğalmaktır. Bir bütünün parçası olabilmenin
en naif ve sevgi dolu yoludur.
Tek
başına belki bir hiçken ve sadece düşüncelerinizle baş başayken, hatta
varlığınızdan kimse haberdar değilken; çoğalmaya başladığınızda etrafınızda
oluşan o güzel hare ile her şey bambaşka bir anlam kazanmaya başlar. Hayatı
sorgulamada, hayatın getirdiklerini daha kuvvetli karşılamada size görünmez bir
destek olur.
Karşılıklı
güven duygusuna dayanması ve nitelikli
olması iki temel özelliğidir aslında. Çünkü bunlar ne kadar kuvvetli olursa,
STK’ların da yaptıkları o denli ses getirir ve kalıcı olur.
Ülkemizdeki
STK lar; sayıca çok, ancak nitelik anlamında yeterli bir güçte değil maalesef.
Yetersiz maddi birikim, geliştirilecek ve sistematik bir şekilde işlenecek
projelerin olmaması, etkin bir iletişime geçilememesi, konuyu sahiplenip sonuna
kadar arkasında duracak kuvvetli bir beyin kadrosunun eksikliği gibi etkenler
başlıcaları. Aktif bireylerin oluşturduğu bir alan olmalı, her yenilik, her
istek göz ardı edilmeksizin, önce beyin süzgecinden geçirilip sonra da belirli
bir program doğrultusunda hayata geçirilmeye çalışılmalıdır. Yoksa sadece STK
kurmak, bir iki kişiyi bu işe yönlendirmek; ama sonrasında arkasını boş
bırakmakla böylesi gönül işleri yapılamaz, yapılmaya çalışılsa da verimli
olmaz.
Sivil Toplum Kuruluşları sayesinde kapalı ve tutucu bir toplum olmaktan çıkılıp; daha açık, daha net
olan, düşüncelerini serbestçe savunan, hakkını arayan bir toplumun önü açılmış
olur.
Bir
adım daha ileriye gitmek, o bir adımda arkada kocaman bir güven desteğinin
olduğunu hissetmekle hedeflere daha kolay ulaşılır. Bu anlamda Sivil Toplum Kuruluşları
(STK) önemlidir ve işlevleri açısından göz ardı edilmemelidir diyebiliriz.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
25.06.2012
NOT: bu yazım da bana yazılarıyla esin kaynağı olan Sn. CAHİT BÜYKKANBER'e sonsuz teşekkürlerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder