Kocaman bir futbol
sahasında geçiyor anlatacağım kısa öykü, aslında birebir hayatın içinden tam
bir yaşam kesiti. Oyuncular spor öncesi antremandalar. Koçları başlarında,
direktifler veriyor ve hep beraberce hayli zor bir hareketi deniyorlar. Her bir
sporcu dizlerini yere hiç değdirmeden, ellerinden destek alarak; bir nevi
emekleme hareketiyle yürümeye çabalıyor. Üstelik tek başlarına değil,
sırtlarında birer arkadaşlarını taşıyarak. Denedikleri hareketin ismi ‘ölüm emeklemesi’.
Gerek kol gerekse bacak kaslarını inanılmaz disipline ediyor ve sırtlarında
arkadaşlarının ağırlığını da ekstradan taşıdıkları için sporcuları hayli
zorluyor. Bu nedenle ancak belirli sayıya kadar yapabiliyorlar. Aslında
kafalarında belirlenen bir sayı var ve o sayıyı gözlerinde öyle büyütüyorlar ki;
farkında olmadan sınırlarını o dar çerçeve içine sıkıştırıyorlar.
Filmimizin ilk karesi, koçlarının
direktifleri ile beraber topluca bu hareketi yapan sporcularla başlar. Ve
koçlarının sürekli olarak ‘’haydi gösterin kendinizi, 9 metre daha, haydi gücünüzü
artırın, dizleriniz yere değmesin, kalbinizi verin, pes etmeyin… ‘’ şeklindeki
yüksek ses tonu ile devam eder. Sporcuları motive edip yönlendirmenin en güzel
şeklidir belki de bu.
Ve sonunda daha önceden
belirlenen mesafeye ulaşanlar, kan ter içinde hareketi sonlandırır ve sırtlarındaki
arkadaşlarını da yere bırakırlar. Koç hepsini motivasyonlarından dolayı tebrik
eder. Geriye koşan ve sahanın ortasında beraberce dinlenme molasına çekilen
sporcular; bu arada birbirleriyle şakalaşmaya başlar. Tam bu esnada, içlerinden
bir tanesi koça ‘karşılaşacakları takımın bu sene ne kadar güçlü olduğunu’ sorar.
Bu soruya kızan koç ise ‘Cuma
gecesindeki karşılaşmayı kayıp hanesine ekledin galiba’ diye cevaplar. Sporcu
genç ise altta kalmadığını göstermek istercesine ‘ onları yenebilecek olsak,
böyle umutsuz olmazdım’ şeklinde bir karşılık verir. Tüm sakinliğini koruyan
koç verdiği kararla bu umutsuz sporcuyu ve bir arkadaşını öne alır. Bunun
üzerine sporcu genç ‘verdiğim bu cevaptan dolayı başım belada mı? ‘ diyerek
koça meraklı bir bakış fırlatır. Koçun cevabı ise ‘henüz değil, yine ölüm
emeklemesi hareketini yapacaksın, yine arkadaşını sırtında taşıyacaksın; ancak
bu sefer elinden gelenin en iyisini yapacaksın’ şeklindedir.
Karşılıklı süregelen bu konuşmalar sırasında diğer sporcular aralarında gülüşmeye başlar. Bu durum
sporcu gencin moralini bozmakla beraber ister istemez koçunu dinler. Grup
halindeki denemelerinde sadece 20 adım gittikleri için ’30 adıma mı gitmemi
istiyorsun? ‘ diye sormaktan da geri kalmaz. Koç ise ‘bence 50 ye gidebilirsin ‘diye
yanıtlar. Sporcu genç ’50 adım mı? ‘ diyerek şaşkınlığını dile getirir ve ekler
‘sırtımda kimse olmazsa gidebilirim.’ Koç ise ‘hayır sırtında arkadaşın her
zamanki gibi olacak, ama bana elinden geleni yapacağına söz ver ‘ diyerek sporcudan
beklentisini dile getirir. Ve karşılığında güven dolu bir cevap alır.
Tam başlamak üzereyken,
koç bir şartı olduğunu söyleyerek eline
aldığı eşarpla sporcu gencin gözlerini bağlar ve ‘gözlerin bağlıyken yapacaksın ‘ diye ilave
eder.
Sporcu genç ‘neden?’
diye sorduğun da ise koçun yanıtı ‘daha ileriye gidebilecekken bırakmanı
istemiyorum’ olur.
Sonunda sporcu genç
emekleme pozisyonunu alır; arkadaşı sırtına yerleşir ve iyice tutunmasının
ardından yarış başlar. Bu yarış aslında gencin
kendisiyle olan yarışıdır ve kazanması halinde kendine olan güveni daha da artarken,
sınırlarını nasıl zorlayabileceğini öğrenecektir.
Koç ’dizlerin yere
değmesin, sadece eller ve ayaklar’ diye uyarırken; aynı zamanda gözleri kapalı
yol aldığı için de ‘sağ, sol ‘ gibi yön ikazları yapar.
Bu arada arkadaşları
geri planda heyecanla olacakları izlemektedirler ve aslında arkadaşlarının pes
edeceği anı beklemektedirler içten içe.
Sporcu genç yavaş yavaş
yorulmaya başlar, ama koçunun güçlü motivasyonunu hep yanı başında hisseder. Gözleri
bağlı olduğu için aklındaki 20 sayısını geçip geçmediğinin farkında bile değildir.
Üstelik soluk soluğa kalmıştır ama, devam eder. Çünkü koçu bir an olsun onu
yalnız bırakmaz ve ’20 yi unut, elinden geleni yap, devam et; durma, daha
fazlasını yapabilirsin, devam et, gücün tükenene kadar sakın durma işte bu! ‘
şeklindeki telkinlerine devam eder.
Sporcu genç son gücünü
kullanmaktadır, oldukça yavaşlar ama durmaz. Canı acımaktadır, kolları
bacakları inanılmaz ağrımıştır, üstelik arkadaşının ağırlığı daha da fazla
gelmeye başlamıştır kendisine. Yine de kulaklarında koçunun talimatları ve
motivasyonu ile artık ne kadar gittiğini bilemeden devam eder.
Bu arada arka plandaki
arkadaşları durumun nereye kadar gideceğini görmenin telaşıyla ayağa kalkarlar.
Bir yandan arkadaşları için endişelenmekte, öte yandan ne zaman duracağını
merak etmektedirler. Artık yüzlerinde o alaycı ifade yoktur, yerine merak dolu
bakışlar ve takdir dolu bir ifade yerleşmiştir.
Sporcu genç’ çok zor’
dedikçe; koç ‘çok zor değil, devam et, haydi, daha ileriye, 20 adım daha, sakın
durma, devam, elinden geleni yapacağına söz verdin unutma,
sakın bırakma, yapabilirsin, 10 adım daha, devam et, bütün kalbini ver, bırakma’
diyerek genci bir an olsun yalnız bırakmaz.
Sonunda gücü tamamen
tükenen sporcu genç adeta yere yığılır, arkadaşını sırtından indirirken;
tahmininin 50 sayısı civarında olduğunu
söyler. Ancak koçunun cevabı ile şaşkına döner. Çünkü aklındaki sayıları çoktan
geçmiş ve sahanın sonuna varmış, harika bir başarı yakalamıştır. Sevinç
gözyaşları içindedir.
Koç ‘bu takımdaki en
etkili oyuncu sensin, eğer sen yenilmiş gibi davranırsan, diğer arkadaşların da
öyle davranır; bana gördüğümden daha fazlasını veremeyeceğini söyleme. Az önce
63 kiloluk birini bütün saha boyunca sırtında taşıdın. Sana ve liderlik
yeteneğine ihtiyacım var, bunu harcama. Sana güvenebilir miyim? ’diye sorar.
Cevabı ise içten bir ‘evet’ olur.
Tam bu esnada, hareket
boyunca sırtta taşınan diğer sporcu koça seslenerek ‘Koç , ben 60 istiyorum
‘diye azmini gösterir. Koç bunun üzerine sporcularına tebessümle bakar ve
onlara gerekli güveni vermiş olmanın iç rahatlığı ile antremanı sonlandırır.
Kısa filmimiz burada biter.
İşte insan azminin,
sınırlarını zorlamasının en güzel göstergesi budur bence. Konan hedefleri kısa
tutmamak, hayalleri olabildiğince geniş bir ufka yaymak insanı daha da motive
eder. Yeter ki sınırlarımızı, kendimizi ve düşüncelerimizi dar kalıplara hapsetmeyelim.
Tıpkı Spartacus’un
dediği bu güzel söz gibi; ‘’insan, kalbi ve aklıyla bir yola baş koyduysa, bu
dünyada hiçbir şey imkansız değildir.’’ O halde kulaklarımızda Spartacus’un
sözleri; hedeflerimize sınır koymadan başlama zamanıdır diyorum ben. Yeter ki,
hayattan ne istediğimizi gerçekten bilelim ve beklentilerimizin farkında
olalım.
Amerikalı ünlü yaşam
koçu Antonhy Robbins şöyle der;
‘’Ne istediğine karar ve
eyleme geç. Nelerin iyi sonuç verip vermediğini fark et. Elde etmek istediğine
göre şekillendir, yaklaşımını değiştir. Bir sonuç üretmeye karar vermek
olayları hareket geçirir. Eğer istediğinizin ne olduğuna karar verir, kendinizi
eyleme geçirirseniz, bundan bir şeyler öğrenip, yaklaşımınızı değiştirirseniz, işte
o zaman o sonuca ulaşacak gidişi yaratırsınız.’’
Hayallerimiz,
hedeflerimiz ve şu ana kadar erteleyip bir türlü yapamadığımız her ne varsa
sınırlarımızdan kurtulup, gelecek mucizelere izin verme zamanıdır şimdi. Durmak
bir kez daha ertelemek olmaz, başlamak için en uygun zaman ŞİMDİ. Umudumuza
sımsıkı sarılıp tüm yüreğimizle gerçekten inanırsak her şey bizim elimizde.
‘’Düşleyeceğiniz her şey
için yola koyulabilirsiniz. Yüreklilik, içinde zekayı, gücü ve büyüyü
barındırır. Hemen başlayın.’’
Bence de denemek, kendi
sınırlarımızı zorlamak, yarı yolda pes etmemek ve hayallerimizi yakalamak adına
mücadele etmek bizim elimizde. İSTERSEK HERŞEY YAPABİLİRİZ… yeter ki tüm
kalbimizle buna inanalım.
Son sözleri başarılı ve
popüler Alman yazar Pierre Franckh’a ayırmak istedim; sözleri öyle güzel ki…
‘’İmkansız, sadece bizim
imkansız olduğunu düşündüğümüz şeydir. Belki de şu anda imkansız olduğunu
düşündüğün şey, işte bu sınırsız olanakların imkansız olmadığı fikridir. Öyleyse
bu senin şahsi kanaatindir. Bunun doğru ya da yanlış; iyi ya da kötü bir tarafı
yok. Bu senin, kendi kanaatindir ve yaşamın da bu doğrultu da ilerleyip
gelişecektir. ‘’
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
16.02. 2013
Kaynak: Yazıma ilham olan video izlemek isteyenler için;
http://www.youtube.com/watch?v=TZ-wWpwzQ4Q
Kaynak: Yazıma ilham olan video izlemek isteyenler için;
http://www.youtube.com/watch?v=TZ-wWpwzQ4Q
Azimden çok inanç... Ellerinize yüreğinize sağlık.
YanıtlaSilGüzel bir site sitenizi beğendim.Arkadaşlarıma Tavsiye Edeceğim.Tebrik ederim
YanıtlaSil