Sıcak ya da soğuk… Kış ya da yaz… Güneş, yağmur, rüzgar, hatta kar… hiç fark etmiyor onlar için. Sabah erkenden başlayan koşturmaları, akşam saatlerine değin devam ediyor. Yaşadıkları yoğun ve çetin şartlara rağmen yüzlerinden tebessümleri ve ağızlarından gönül çelen lafları hiç eksik olmuyor.
Yaşamları rengarenk çiçeklerin içinde geçiyor. Mevsimine göre en taze, en diri ve en güzel kokulu çiçekler hep onların elinde hayat buluyor.
Birbirinden güzel ve narin çiçekleri bozmadan müşterilere ulaştırma telaşı içindeyken; gözleri çiçeklerinde, akılları ise evlerinde, çocuklarında, belki akşama hazırlayacakları yemeklerinde, belki de ödeyecekleri bir faturanın yetişme telaşında. Ama yüzleri hep güleç, sanki hiç dert ve tasaları yokmuşcasına. Sanki çiçeklerin baygın kokuları ve birbirini adeta kıskandıran renkleri arasında hep sakin, hep dingin ve hep pozitif bir ruh hali içindeymişcesine.
Sürekli dışarıda olmanın, güneş altında kalmanın izleri yüzlerinde, bedenlerinde ve hatta ellerinde. Sığınacak bir yerleri yok, sokak ortasındalar. Altlarında bir tabure, üstlerinde derme çatma bir şemsiye ile. Kimi yanında çocuğu ile katlanıyor bu zor şartlara, kimi yalnız. Ama hepsinin yüzünde tebessüm, gözlerinde umut ve yaşama telaşı var.
Müşterileri ile ilişkileri, zor beğenen ve kararsız insanları bile ikna yetenekleri çoğu pazarlamacıya ders olacak nitelikte. Sadece fiyat sormak için uğrasanız bile elinizde bir çiçek demetiyle evinize dönmeniz içten bile değil. Onlarla pazarlık zor üstelik pek bir işe yaramıyor, çünkü öyle dil döküyor, öyle laf kalabalığı yapıyor ve tatlı tatlı ruhunuza dokunuyorlar ki; ne olduğunu anlayamadan çiçekle kendinizi baş başa buluveriyorsunuz bir anda.
Özel günler, kutlamalar, bayramlar, onların en sevdiği günler; çünkü böyle günlerde ellerindeki çiçeklerin çoğunu zorlanmadan satacaklarını ve evlerine elleri kolları dolu döneceklerini iyi biliyorlar.
Çiçeklerin rengini, kokusunu, mevsimini adeta ruhlarında taşıyorlar. Müşterileri ile diyaloglarında da bu ruhu yansıttıkları için olsa gerek, yoldan geçen çoğu insanı kalplerinde yakalamaları an meselesi.
Her meslek zordur, her mesleğin kendine göre yıpratıcı tarafları vardır elbette. İşte sokakta çiçek satmak, sabahtan akşama kadar çiçeklerin içinde; ama akılları evlerinde, çoluk çocuğunda olmak, yaşama telaşında sıcakla soğukla mücadele etmek de bunlardan bir tanesi.
Yakında tek tip giysilerle, küçük vitrinlerinde çiçeklerini satmaya zorlansalar da İstanbul sokaklarının değişik bir rengi, hoş bir mozaiği olduklarını kabul etmek lazım. Onların önünden geçerken yüzlerine, oturuşlarına, konuşmalarına, çiçeklerle ilgilenişlerine daha bir dikkatli bakın derim ben. Her birinde ne hikayeler saklı olduğuna siz bile inanamayacaksınız.
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
23.02.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder