TV’deki sabah kuşağı kadın programlarını saran absürd ilişkilerden kurtulduk sonunda. Sarı kurdele takarak, sessiz bir protesto ile çoğunluğun sesini duyurduk ilk defa!
Biliyor musunuz bu hareket beni umutlandırdı, insanlarımız içinde gerçekten bilinçli, kültürlü, kendisine sunulan her şeyi sadece kendi istekleri doğrultusunda benimseyen bir kesimin de var olduğunu bilmek öyle güzel ki… TV kanallarına saatlerce esir olmadan, başka alternatiflerle hayatlarını zenginleştiren, zamanlarını daha güzel ve yararlı şeylere harcayan tüm insanlara saygım ve sevgim sonsuz. Çünkü onlar hayatı seviyorlar, çünkü onlar zamanın boşa harcanamayacak kadar güzel, değerli ve kısa olduğunu biliyorlar.
Aslında hepimiz bu kadar bilinçli olarak yaklaşabilmeyi bilseydik; o malum programlar yayına dahi konmaz, bu kadar uzun zaman gündemi meşgul etmezdi. Ama maalesef bir kısım, evet bir kısım insanımız için ne yazık ki çok cazip geldi başkalarının hayatlarını izlemek, sözüm ona sevgi gösterilerini gerçek olarak algılayıp kendilerince yorumlar yapmak. Her biri nevi şahsına münhasır bu insanlar mutlu mesut o kanaldan bu kanala koşturup durdular. Dikkati çeken en önemli husus ise ekranda gördüğümüz yüzlerin hep aynı yüzler olmasıydı.
Programlar sırasında kurgulamanın sanal akışına kendisini kaptırarak öfkesine yenik düşen, kızan bağıran ve agresifleşen bu tipler, bir dakika sonra fondaki müzik eşliğinde gerdan kırıp göbek atarken; dünyayı umursamaz görüntüleri ile psikologları bile şaşkınlığa çevirecek bir ruh haline bürünüyorlardı ilginç bir şekilde. Her şeye yerli yersiz alkış tutup; “bence” diye kendilerini ilgilendirmeyen her konuya atlamak ve mutlaka söz alıp yorumlar yapmak da cabası… neyse, sonuçta çoğunluk sesini duyurdu ve onları bastırdı.
Ben kültürlü, bilinçli, nerede nasıl davranması gerektiğini bilen hiçbir insanın bu tarz düzmece programlardan hoşlanabileceğine inanmıyordum zaten. Demek ki bizler gibi düşünen insanlar da varmış dedim kendi kendime, üstelik çoğunluktaymış dedim ve çok mutlu oldum.
Darısı öğlen kuşağında dengeleri zaman zaman bozan; sadece reyting uğruna izleyicileri istismar etmeye çalışan diğer programların ve bir kısım dizi filmin başına diyelim ve bu sessiz çığlığın her türlü yozlaşan olay karşısında varlığını her zaman böyle naif olarak göstermesini dileyelim hem de canı gönülden.
Siz de bana katılır mısınız?
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
1.12.2006
NOT:bu yazımı tam dört yıl önce yazmıştım, şimdi geriye dönüp satırlarıma baktığımda ve bugünü düşündüğümde maalesef programlarda pek bir düzelmenin olmadığını, yine bazı konuların fazlaca abartılarak yapıldığını söylemem gerek...
BELGİN ABA SONUNA KADAR SİZE KATILIRIM...
YanıtlaSilMURATARSLAN
KUSURA BAKMAYIN. BELGİN ABLA DİYECEKTİM, YANLIŞ YAZDIM.. AMA BEN TÜM YAZILARINIZA SONUNA KADAR KATILIYORUM. İYİ Kİ VARSINIZ, İYİ Kİ BU GÜZEL YAZILARI SİZİN SAYENİZDE OKUMA FIRSATI BULUYORUZ. TEKRAR TEŞEKKÜRLER
YanıtlaSilSEVGİLERİMLE,
MURAT ARSLAN