31 Temmuz 2013 Çarşamba

DÖKÜVER KİRPİKLERİNDEN SONBAHARI…

Hepimizin mevsimleri var içimizde yaşadığımız ve yaşattığımız… Sözünü ettiğim yaşla ilgili mevsimler değil. Ruh halimize göre, gün içinde bile bir mevsimden bir mevsime ne hızla dalarız bazen düşünsenize…

Mis gibi güneşin içimizi ısıttığı o güzel yaz mevsiminden bir anda kışa yenik düşmez mi duygular? Hem de ne kış… Zemheri soğuklarda içimiz ürperirken, esen karayelle duygularımız ellerimizin arasından akıp gider. Bir süre önceki o sıcacık aşk dolu yazı özlemeye başlarız hemen; keşke’ler dilimize dolanırken. Buna sebep belki gereksiz bir inattır; belki ağzımızdan istenmeden dökülüveren kırık dökük birkaç sözcük; belki de o yere göğe sığdıramadığımız gurur.

‘’İçimizde yaşattığımız dünya ile içinde yaşadığımız dünya arasında kurabildiğiniz bağ kadar mutlu olursunuz.’’ der ünlü Rus yazar Anton Çehov. Ne kadar da doğrudur…

Gerçekten de zaman geliyor ve bizler terazinin o dengesi şaştığında, ruh halimize söz geçiremez oluyoruz. Ya biz geri kalıyoruz ya da çok hızlı giderken yaşam bize yetişemiyor. Her iki durumda da olan bize oluyor.

Ama asıl olan etrafımızda ne kadar pozitif enerji varsa onları bulup çıkarmak; susuz kalmış da kana kana su içer gibi yaşamın dokuları arasından emmek; ruhumuzu onunla doyurmak. Kendimizle aramızda ne kadar engel varsa kaldırmak. Bunu yaparken  SEVGİYİ hep baş tacı etmek. Kendimize sarılıp, yaralı ruhumuzu bir çocuk edasıyla okşamak… Bir anlamda, bizi yeniden gökkuşağı tadındaki llkbahara ve yaz mevsimine taşıyacak duygularımıza yön vermek. Korkmadan, cesaretle…

Yaşamın sırrını keşfedenlerin dediği gibi daha o günü yaşamadan çok şanslı olduğumuza peşinen inanmak. Öyle etkili ki… Yaşamın içinde saklı olan tüm güzel enerjilerin bize akmasına yardım eden ışıltılı yol misali yönümüzü açıyor. Ben buna inanıyorum. Hepimiz çok şanslıyız aslında. Ah… bir de farkında olabilsek, değerini her an hissedip şükürlerle çoğaltsak…

Ayrılıklar, gözyaşları, pişmanlıklar… hangimizin gönül haresini titretmedi ki? Ama hayatın gerçeklerini bize yansıdığı şekliyle kabul edip, her şeyi biraz akışına bırakmak; yara almış ruhumuza en iyi ilaç. Evet gerektiği yerde mücadele etmek, pes etmemek asıl olan. Cesaretle üstüne gidip almak belki de. Ama bazı şeylerde zorlamak ruhu yaralamaktan öteye işe yaramıyor. İşte o anlarda yaşanan olaya farklı bir pencereden bakıp elimizdekilere şükretme zamanı. Ve umutla yarınlara tebessüm etme.

Tıpkı Mevlana’nın o güzel bir şiirinde dediği gibi. Oldukça uzun bir şiir. Yazımın başlığını aldığım bölümde ise bakın Mevlana ne güzel diyor;

‘’Terk edildin diye de üzülme, demek ki sevebilecek bir yüreğin var.
  Geçmişi unut, hiç yaşanmamış gibi davran. Buluttan nem kapma !
  DÖKÜVER KİRPİKLERİNDEN SONBAHARI, bir gün elbet mutlu tebessümlerle 
  kol   kola    gireceksin.’’

Bazılarımız mahsunluğu, hüznü daha çok yakıştırır kendisine. Bu sebepten midir bilinmez kirpiklerinde hep sonbaharın hüznü dolaşır. Oysa ki bir tebessüm etse, dağılıverecek o bulutlar gözlerinden ve ardından güneş açacak kalpleri ısıtacak olan.

Bazılarımız ise tebessümü yerleştirirken yüzüne, kirpiklerinde aşkın tılsımlı oklarını taşır adeta, baktığında kalpleri sıcacık yapan.

‘’Eğer kış , baharı yüreğimde saklıyorum deseydi, ona kim inanırdı?’’ der Halil Cibran.

Ve bizler de en umutsuz olanlarımız dahi, karakışlarımızda mutlaka baharı taşıyoruz içimizde bir yerlerde… Yeter ki bunu unutmayalım, umudun o minicik filizini sevgiyle sulayalım. Sonunda kirpiklerimizden dökülecek sonbahar da, en sert kışlar da. İlk baharın müjdesiyle sımsıcak aşklar içimizde yeniden yazı yaşatırken…

Gelin şimdi güzel bir şiirle bakalım hayata yine ve yeniden. Bakın İclal AYDIN  ‘Gördüğüme Sevindim’ isimli şiirinde, hayata ve yaşadıklarına nasıl bakıyor?

"Beklemediğim anda karşıma çıkan     ayrılıkları,
 Aniden bastıran kışı,
 Aynaya her baktığımda değişen kadını,
 Mevsimler içinde mutlaka bir sevinç getiren yaz'ı,
 Gülünce yüzleri bayram yeri olanları,
 Geçecek diyerek yaraya üfleyenleri,
 Okuduğunu anlayanları,
 Anlayıp da susanları,
 Cesur olanları,
 Yeniden başlayanları
 Ve
 Hayatın mutlak coşkusunu,
 Sizi,
 Seni,
 Her şeye rağmen üstelik
 Gördüğüme sevindim!"


HER ŞEYE RAĞMEN kabullenmek, her şeye rağmen hayatı yine yeniden SEVMEK… kirpiklerimizdeki sonbaharı dökmek için yeterli sebep değil mi sizce?

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

16.07.2013


1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...