19 Mayıs 2014 Pazartesi

'MERHABA' hiç bu kadar anlamlı olmamıştı...

Oldum olası sevmişimdir ‘Merhaba’ kelimesini.

Gerçek anlamını bilmeden önce başladı benim bu kelimeyi sıkça kullanışım. Bir topluluğa girdiğimde, birisiyle karşılaşınca ağzımdan çıkıveren ilk sözcük.

Bana hep daha sıcak, daha sevgi dolu geldi; diğer selamlaşma sözcüklerinden. Anlamını öğrendiğimde de yanılmadığımı anladım.

Evet üzerinde çok yazıldı. Çok konuşuldu. Ama bu güzel kelimenin hayatımızda böyle yer etmesine neden olan kişiyi öğrendiğimde; es geçemedim, paylaşmak istedim.

Atamızın armağanları, bizlere kazandırdıkları o kadar çok ki. Hangi birini dile getirsek, diğeri alınır misali hepsi bizim hayatımıza bir şekilde nakşedildi.

Memleket, millet ve bayrak sevgisini ondan öğrendik. İnsanlarla tanışırken ya da selamlaşırken kullandığımız bu harika ‘Merhaba’ kelimesi gibi.

Şimdi bir kat daha çok seviyorum bu sözcüğü.

Kaynaklar Farsça kökenli olduğunu söylese de, bir kesim Arapça olduğunu savunuyor. Farsça anlamı ‘’Benden size zarar gelmez.” demek. Ne güzel bir açıklama öyle değil mi? Kendinizi ve niyetinizi bundan daha net ve kısa daha başka nasıl anlatırsınız ki?

Arapça’ya baktığımızda ise ‘’merhaben’’ sözcüğüyle karşılaşıyoruz. Anlamı yine çok güzel.  "Genişlik, rahatlık, güzellik, bolluk, esenlik" gibi anlamlara geliyor.

Her ikisinde de bir iyi niyet ve sevgi var. Ve bu kadarı bizim için yeterli bence.

Şimdi gelelim ATAMIZIN bu güzel kelimeyi bizlere nasıl hediye ettiğine. Yıl 13 Mart 1899 Mustafa Kemal Harbiye Mektebine giriyor. 10 Şubat 1902’ de Piyade Teğmen olarak mezun oluyor. Akabinde Erkan-ı Harbiye yani Kurmay sınıfına ayrılıyor. Öğrenimdeki üstün başarıları nedeniyle 10 Şubat 1903’ te Üsteğmenliğe yükseliyor.

O zamana değin Osmanlı ordusunda içtimalarda; komutanların selamlama şekli hep ''Selamün aleyküm asker. '' şeklinde. Askerin cevabı da haliyle tam karşılığı olan 

''Essalamün aleyküm.’’

Tamamen Arapça kökenli bir selamlaşma şekli.

‘Selam’ terimi "Selime" kökünden geliyor. Sözlükte; "Maddî ve manevî sıkıntılardan kurtulmak, barış ve esenliğe kavuşmak" demek. 'Es-Selamu' ise ‘’Selam, sulh ve güven’’ anlamında kullanılıyor.

Yıllardır bu karşılama ve hitap şekline alışkın olan bir ordudan söz ediyoruz. O zamanların katı şartlarını, alışkanlıklarını ise unutmamak gerek.

İşte olay Mustafa Kemal’in henüz gencecikken; Selanik’te Üsteğmenlik yaptığı bu dönemde gerçekleşiyor. Günlerden bir gün Alay Komutanı rahatsızlanıyor. İstirahate ayrılıyor. Yerine vekil olarak birçok kıdemli subay arasından geçici olarak Mustafa Kemal seçiliyor.

İlk içtima sabahı alayın karşısına gelen Mustafa Kemal; ‘’MERHABA asker!’’ diye hitap ediyor. Alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlı olan askerler önce sessiz kalıyor. Çünkü ne cevap vereceklerini bilemiyorlar. Alayda yaşanan duraksama karşısında; Mustafa 
Kemal bir kez daha ve daha da gür olarak hitabını yineliyor. Askerler de kendiliklerinden ''Sağol! '' ile cevap veriyor. Ve aradan geçen yıllarda bu anlamlı ve bir o kadar da özel selamlaşma yöntemi ordumuzda gelenekselleşiyor.

Yıl 1920. Aylardan Temmuz.
Yer Afyon.
Kurtuluş Savaş’ının henüz başlangıcı.
İşte Gazi Mustafa Kemal bu sefer kendi ordusuna ‘’MERHABA ASKER!’’ diyor.

Bugün de yurt dışından gelen ve ordumuzu selamlayacak olan yabancı devlet adamlarına ilk öğretilen cümle bu değil midir?

‘Merhaba Asker!’

Aradan uzun yıllar geçer. Bir gün Florya’da, Atamız bir sohbetteyken bu anısını hatırlar. Bu esnada yanında kim mi vardır? Çok özel bir isim. Nuri Conker.

Onunla Selânik'teki çocukluk yıllarında başlayan arkadaşlığı; okul hayatlarına, aşklarına, savaştaki azimli mücadelelerine, vurulup gazi olmalarına ve Cumhuriyet’in ilk yıllarına değin  sürer. Annesinden sonra ölümüne en çok üzüldüğü kişidir. Soy ismi bizzat Atamız tarafından; Conkbayırı Muharebesinde gösterdiği kahramanlıklar nedeniyle verilmiştir. Aynı zamanda kendisine ‘Kemal’ diye hitap edebilen tek yakın arkadaşıdır.  

İşte Atamızın ‘Merhaba Asker’ anısı; ilk kez o günkü sohbette dile gelmiş ve oradan bizlere kadar ulaşmış. İyi ki ulaşmış. Çünkü bizlere değerli bir armağan olmuş.

Bundan böyle; sıcacık, içten bir ‘merhaba’ duyarsanız; aynı sıcaklıkla karşılık vermeye çalışın. Olmaz mı? Ve bu güzel anıyı hatırlayın.

Bakın Nisa suresi ne diyor;

"Bir selam ile selamlandığınızda, siz de ondan daha güzeli ile selamlayın veya aynı île karşılık verin."

MerhabaMIZ, Merhabalarımız hep içten, sıcak ve sevgi dolu olsun hayatımız boyunca.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

08.05.2014


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...