Oldum olası sevmişimdir
‘Merhaba’ kelimesini.
Gerçek anlamını bilmeden
önce başladı benim bu kelimeyi sıkça kullanışım. Bir topluluğa girdiğimde,
birisiyle karşılaşınca ağzımdan çıkıveren ilk sözcük.
Bana hep daha sıcak,
daha sevgi dolu geldi; diğer selamlaşma sözcüklerinden. Anlamını öğrendiğimde
de yanılmadığımı anladım.
Evet üzerinde çok
yazıldı. Çok konuşuldu. Ama bu güzel kelimenin hayatımızda böyle yer etmesine
neden olan kişiyi öğrendiğimde; es geçemedim, paylaşmak istedim.
Atamızın armağanları,
bizlere kazandırdıkları o kadar çok ki. Hangi birini dile getirsek, diğeri
alınır misali hepsi bizim hayatımıza bir şekilde nakşedildi.
Memleket, millet ve
bayrak sevgisini ondan öğrendik. İnsanlarla tanışırken ya da selamlaşırken
kullandığımız bu harika ‘Merhaba’ kelimesi gibi.
Şimdi bir kat daha çok
seviyorum bu sözcüğü.
Kaynaklar Farsça kökenli
olduğunu söylese de, bir kesim Arapça olduğunu savunuyor. Farsça anlamı ‘’Benden
size zarar gelmez.” demek. Ne güzel bir açıklama öyle değil mi? Kendinizi ve
niyetinizi bundan daha net ve kısa daha başka nasıl anlatırsınız ki?
Arapça’ya baktığımızda
ise ‘’merhaben’’ sözcüğüyle karşılaşıyoruz. Anlamı yine çok güzel. "Genişlik, rahatlık, güzellik,
bolluk, esenlik" gibi anlamlara geliyor.
Her ikisinde de bir iyi
niyet ve sevgi var. Ve bu kadarı bizim için yeterli bence.
Şimdi gelelim ATAMIZIN
bu güzel kelimeyi bizlere nasıl hediye ettiğine. Yıl 13 Mart 1899 Mustafa Kemal
Harbiye Mektebine giriyor. 10 Şubat 1902’ de Piyade Teğmen olarak mezun oluyor.
Akabinde Erkan-ı Harbiye yani Kurmay sınıfına ayrılıyor. Öğrenimdeki üstün
başarıları nedeniyle 10 Şubat 1903’ te Üsteğmenliğe yükseliyor.
O zamana değin Osmanlı
ordusunda içtimalarda; komutanların selamlama şekli hep ''Selamün aleyküm asker. '' şeklinde. Askerin cevabı da haliyle tam karşılığı olan
''Essalamün aleyküm.’’
Tamamen Arapça kökenli bir
selamlaşma şekli.
‘Selam’ terimi
"Selime" kökünden geliyor. Sözlükte; "Maddî ve manevî
sıkıntılardan kurtulmak, barış ve esenliğe kavuşmak" demek. 'Es-Selamu' ise ‘’Selam, sulh ve güven’’ anlamında kullanılıyor.
Yıllardır bu karşılama
ve hitap şekline alışkın olan bir ordudan söz ediyoruz. O zamanların katı şartlarını,
alışkanlıklarını ise unutmamak gerek.
İşte olay Mustafa
Kemal’in henüz gencecikken; Selanik’te Üsteğmenlik yaptığı bu dönemde
gerçekleşiyor. Günlerden bir gün Alay Komutanı rahatsızlanıyor. İstirahate ayrılıyor.
Yerine vekil olarak birçok kıdemli subay arasından geçici olarak Mustafa Kemal
seçiliyor.
İlk içtima sabahı alayın
karşısına gelen Mustafa Kemal; ‘’MERHABA asker!’’ diye hitap ediyor. Alışkanlıklarına
sıkı sıkıya bağlı olan askerler önce sessiz kalıyor. Çünkü ne cevap
vereceklerini bilemiyorlar. Alayda yaşanan duraksama karşısında; Mustafa
Kemal
bir kez daha ve daha da gür olarak hitabını yineliyor. Askerler de
kendiliklerinden ''Sağol! '' ile cevap veriyor. Ve aradan geçen yıllarda bu anlamlı
ve bir o kadar da özel selamlaşma yöntemi ordumuzda gelenekselleşiyor.
Yıl 1920. Aylardan
Temmuz.
Yer Afyon.
Kurtuluş Savaş’ının
henüz başlangıcı.
İşte Gazi Mustafa Kemal
bu sefer kendi ordusuna ‘’MERHABA ASKER!’’ diyor.
Bugün de yurt dışından
gelen ve ordumuzu selamlayacak olan yabancı devlet adamlarına ilk öğretilen
cümle bu değil midir?
‘Merhaba Asker!’
Aradan uzun yıllar geçer.
Bir gün Florya’da, Atamız bir sohbetteyken bu anısını hatırlar. Bu esnada yanında
kim mi vardır? Çok özel bir isim. Nuri Conker.
Onunla Selânik'teki çocukluk
yıllarında başlayan arkadaşlığı; okul hayatlarına, aşklarına, savaştaki azimli
mücadelelerine, vurulup gazi olmalarına ve Cumhuriyet’in ilk yıllarına değin sürer. Annesinden sonra ölümüne en çok
üzüldüğü kişidir. Soy ismi bizzat Atamız tarafından; Conkbayırı Muharebesinde
gösterdiği kahramanlıklar nedeniyle verilmiştir. Aynı zamanda kendisine ‘Kemal’
diye hitap edebilen tek yakın arkadaşıdır.
İşte Atamızın ‘Merhaba
Asker’ anısı; ilk kez o günkü sohbette dile gelmiş ve oradan bizlere kadar
ulaşmış. İyi ki ulaşmış. Çünkü bizlere değerli bir armağan olmuş.
Bundan böyle; sıcacık,
içten bir ‘merhaba’ duyarsanız; aynı sıcaklıkla karşılık vermeye çalışın. Olmaz
mı? Ve bu güzel anıyı hatırlayın.
Bakın Nisa suresi ne
diyor;
"Bir selam ile
selamlandığınızda, siz de ondan daha güzeli ile selamlayın veya aynı île
karşılık verin."
MerhabaMIZ, Merhabalarımız
hep içten, sıcak ve sevgi dolu olsun hayatımız boyunca.
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
08.05.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder