İlk defa yazımın
başlığını kendim koymadım. Bu satırlar bir kamu spotundan. Bir akşam vakti kanallar
arasında gezinirken denk geldim. Ama duyduğum anda yine yeniden yazmamı işaret
ettiğini hissettim.
Öncelikle çok
beğendiğimi ve tüm kalbimle desteklediğimi belirtmeliyim. Çünkü ne kadar çok dikkat
çekilir, insanlarımız ne kadar doğru bilgilendirilirse; o kadar çok CAN
kurtulacak. Eli kalem tutan, sesini bir şekilde topluluklara ulaştırabilen
herkesin de bunu dile getirmesini, yazmasını, paylaşmasını diliyorum.
Kazanacağımız tek bir
kalp olsa bile. Bu o kadar KIYMETLİ ki…
Bu güzel hayata geldik,
yaşıyoruz. Sağlıklıysak farkına bile varmadan hem de. Yeri geliyor en ufacık
dertleri gözümüzde büyüterek. Yeri geliyor incir çekirdeğini doldurmayacak
meseleleri çuval dolusu dert sayarak.
Oysaki bir başka tarafta
insanlar hastalığın pençesinde. Sarılacakları tek bir şey var. O da umutları. Sağlıklarına
kavuşmak için yanacak o titrek mum ışığının özlemiyle; gün sayıyorlar adeta.
Çoğu makinalara bağlı
yaşamak zorunda. Büyük bir kesim haftanın belirli günlerinde diyalize taşınıyor.
Evlerinde çalan her telefon içlerini hop ettiriyor. Umutlarını, yaşama
bağlılıklarını tazeliyor adeta. Yüreklerinden kopup gelen dualarına eşlik eden
ise sessiz gözyaşları.
Onları, yaşadıklarını,
ne hissettiklerini tam olarak anlamamız mümkün değil, biliyorum. Ama empati
yaparsak, gönül gözümüzü aralarsak ucundan kıyısından; o derin acıların ve
kederli bekleyişlerin esintisi gelecek. Ve bu esinti farkındalığımıza başka bir
farkındalık katacak eminim.
Hayatımızın sonlandığı
noktada, yeniden hayata gelme şansımız yok. Ama başka canları hayata döndürme
lüksümüz var. Bu öyle bir güzellik ki, şimdi vereceğimiz tek bir kararla; yaşadığımız
süre boyunca içimizi her daim sıcacık tutacak.
Düşünmesi, hayal etmesi
bile güzel değil mi sizce de? Elbette kaybınızdan yakınlarınız ve sevdikleriniz
üzüntü duyacaklar. Kararınızı uygulamaya çabalarken içleri hiç olmadığı kadar
acıyacak.
Ancak siz; hayat veda
ederken; belki de en büyük golünüzü atacaksınız yaşama. Pek çok canı ve
yakınlarını muhteşem hediyelerinizle gülümsetmiş olacaksınız.
Şimdi sorarım size;
bedeline paha biçilemeyecek bir ödül değil midir bu?
Hayata şu anda
baktığınız gözünüzle; görmeyen bir insanın yaşamına gökkuşağının tüm renklerini
armağan edebilirsiniz.
Bağışlayacağınız
böbrekle belki de iki kişiyi, o uzun travmalı yaşamdan kurtarabilirsiniz.
Peki ya kalbiniz? İçinde
tüm sevdiklerinizi barındırdığınız kalbiniz; eğer isterseniz sizden sonra bir
başka canda atabilir yeniden.
Ne mutlu size. Bir
parçanız hala yaşıyor. Üstelik bambaşka bir cana yardım elini uzatmanın
zarafetini taşıyarak.
Organ ya da doku bağışı
çok önemli. Başımıza gelmeden, yakınlarımızı yoklamadan duyarlı olmamız gerekmiyor
mu sizce de?
Umutla bekleyenlerin
sayısı o kadar çok ki. Bebekler, çocuklar, hayatlarının baharında gençler,
anneler, babalar ve daha niceleri organ bekliyor. Peki ya onların aileleri,
sevenleri, yakın çevresi?
Bu kalabalık tablo
karşısında; organ ve doku bağışı ne kadar dersiniz? Maalesef neredeyse yok
denecek kadar az. Ülkemizde ve dünyada rakamlar hiç de iç açıcı değil.
Ve bizler belki etrafımızda,
yakın çevremizde yok diye önemsemiyoruz. Haberlerde duyuyor, sosyal medyada
okuyor hiçbir şey yapmıyoruz. Öyle değil mi? Ama işin püf noktası da burada zaten?
Duyarlı olmanın zarafetinde ve kalp güzelliğinde.
Minicik bir yavru düşünün.
Kemik iliği bekliyor. Anne babası etrafında pervane olmuşlar. Ellerinden gelen
her şeyi yapıyorlar elbette. Ama tek başlarına yetemiyorlar ki. Ancak siz, ben,
bizler, hepimiz o yavrunun iyileşmesine katkı sağlayabiliriz. En azından
deneyebiliriz, umutları taze tutmak adına. Bu bile ailesine sevgiyle destek
olmak adına o denli önemli ki.
Aklıma gelen örneklerle
içinizi karartmak istemiyorum. Sadece beklemenin sinir sistemini yavaş yavaş
törpülediğini; umutları azalttığını unutmayalım, olmaz mı?
Zordur beklemek. Hele
hele işin içinde belirsizlik varsa. O titrek mum ışığı ha söndü ha sönecek.
Duyarlı olup yardım elimizi
uzatmanın tam zamanı. Organ ve doku bağışını bir kez daha düşünelim.
Biliyorum ki kalbinizin sesi
en doğru kararı verecek, umutlara umut olma yolunda.
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
04.08.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder