Şimdi sırada aynı yolculuk için önerilen bir başka yöntem var.
Naikan Terapisi. Anlamı ‘İçe
bakış’.
Japon düşünür Yoshimoto
Ishin tarafından geliştirilen bu güzel yöntemden, Doç. Dr. Şafak Nakajima sayesinde
haberdar olmuştum. Ruhumuzun derinliklerine inmemizde etkin bir yol gösterici
olduğunu belirtiyordu yazısında.
Bizi BEN egomuzdan
uzaklaştıran; daha duyarlı olmamızı öneren yöntemi; daha okur okumaz çok sevmiş
ve not almıştım. Tek değil bütünüz. Yaptıklarımız, düşündüklerimiz ve
uyguladıklarımız kendimiz kadar hepimizi etkiliyor. Bu terapinin çevremizle ve
yaşamla kurduğumuz ilişkiyi daha sağlıklı bir hale getirmemize bir vesile
olduğunu vurguluyor Şafak Nakajima.
Dünya genelinde yaşananları düşünecek olursak; bu yönteme her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu da bir gerçek. Öyle değil mi?
Sadece ‘BEN’ diyenler
yüzünden yaşam alanları darlaşıyor maalesef. Pek çok insanın canı gereksiz yere
yanıyor. Öfke, kızgınlık, kavga, savaş giderek artıyor. Dünyanın bir ucunda
ağlayan, aç susuz bir çocuk hangimizin yüreğini dağlamıyor ki?
Bulunduğumuz nokta her neresi
olursa olsun durmak yok. Araştırmak, öğrenmek, benimsemek ve denemek gerekiyor.
Başkalarından beklemek yerine neden merak edip, uygulayan biz olmayalım ki?
Biliyorum ki pek çoğunuz
benim gibi düşünüyorsunuz. O halde bu güzel yöntemin ipuçlarına beraberce
bakalım mı?
Doç. Dr. Şafak Nakajima;
bu yöntemi özetlerken kendimize üç basit soruyu sormamız gerektiğini belirtiyor.
. Bugün başkalarından
nasıl destek aldım?
. Bugün başkalarına
nasıl destek verdim?
. Bugün başkalarına ne
şekilde yük oldum / zarar verdim?
Her üç soruda da iç
sesimizi dinlememiz ve kendimize karşı dürüst olmamız önemli. Bu sorular
hepimizin çevremizle irtibat halindeyken sergilediğimiz tavır ve
davranışlarımızla; onların kalbine nasıl dokunduğumuzla yüzleşmemizi sağlıyor.
Geceleri uyku öncesi o
günün muhasebesini yaparken; hadi gelin soralım bu soruları. Ve kendimizi kandırmadan
doğru cevaplarımızla yüzleşelim. Çok basit şeylerle harika bir gün geçirmek
varken; nelere sebep olduğumuza dikkat kesilelim. Ve bir sonraki gün için
kendimize hedefler koyalım. Böylece farkında olmadan içimize yaptığımız
yolculukta daha güzel bir rota izlediğimizi görmemize vesile olalım.
Yapacağımız şey, BİRken değerli
olduğumuzu hiç unutmadan; BÜTÜNe doğru akabilmek değil mi? İşte fırsat
elimizde. Biz, sizler, onlar denersek o özlem duyulan huzurlu, anlayışlı, gönül
gözüyle bakmasını ve konuşmasını bilen toplumu yaratmamız o kadar da zor değil.
Ben buna inanıyorum.
Kişisel gelişim alanında
pek çok kitap yazan Amerikalı ünlü yazar ve konuşmacı Dr. Wayne W. Dyer’in ‘HATALI
ALANLARIMIZ’ isimli kitabını okuyanlar bilirler.
İçeriğinde çok güzel cümleler var. Tam da
konumuzla alakalı.
İçsel yolculuğumuzda tüm
bunlar kulağımıza küpe olsun istiyorum.
Olsun ki her yeni güne açılmayı
bekleyen bir hediye gözüyle bakmayı, değer vermeyi hiç unutmayalım. Olmaz mı?
*Kendimizi ve yaşamı her yönüyle SEVMEK;
*Her şeye rağmen
gülümsemek;
*Farkındalığı bir AN
olsun unutmamak;
*Her yeni günü mükemmel
geçirmek için elimizden geleni yapmak;
*Pozitif enerjiye sahip
olmak, onu her şarta rağmen korumak;
*Kendimizle barışık
olmak;
*Her anlamda açık ve
dürüst olmak;
*Doğal yaşamı takdir
edip şükran duymak;
*İnsanları dinlemeye ve
onlarla konuşmaya değer vermek;
*Başkalarını anlamaya
çalışmak;
*Gereksiz kavgalardan
uzak kalmak;
*Verimli yaşamı ilke
edinmek;
*Araştırmayı seven,
meraklı bir kişi olmak;
*Başarısızlıktan
korkmamak;
*Başkalarının onayını
aramamak;
*Kendimizi savunmaya
gerek duymamak;
*Bakış açısı ve
değerleri geniş bireyler olmak;
*Her insanı insan olarak
aynı değerde görmek; ayırım yapmamak;
*Etrafıyla değil, var
olmakla meşgul olmak;
*Sadece yaşamayı seçmek.
Her biri ne kadar güzel
ve önemli. Kaliteli ve zarif tınıları olan bir yaşam için hepimizin yapması
gerekenleri özetlemiş. Elbette eksiklerimiz olacak. Elbette yanlışlar
yapacağız. Ama önemli olan bu notlar ışığında kendimize verdiğimiz değeri
artırabilmekte. Hatalarımıza rağmen kendimizi sevmekten asla vazgeçmiyorsak
doğru yoldayız demek.
Son sözü ünlü İspanyol romancı, şair
ve oyun yazarı Miguel de Cervantes’e vermek istedim. Hepimiz onu; yaşamının
sonlarına doğru, kapatıldığı hapishanede kaleme aldığı meşhur eseriyle
tanıyoruz. Modern Avrupa'nın ilk romanı olarak kabul edilen ve bugüne kadar
yazılmış en iyi kurgusal eserlerden birisi. ‘’Don Kişot’’
‘’Neşe ve keder insanın
gözbebeğindedir. Nasıl bakarsan öyle görürsün.’’
Gözbebeklerime neşeyi
yükledim ben de. Yüzüme de kocaman tebessümlerimi. Öyle bakıyorum şimdi
yazdığım satırlara. Sizler de okurken öyle bakın bana ve satırlarıma. Olmaz mı?
Ve bunu hepimiz bir alışkanlık haline getirelim.
Kendi içsel yolculuğumuz
sırasında öyle işimize yarayacak ki. Ne olur unutmayalım.
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
19.06.2014
Kaynaklar: http://www.banaisbul.com/tag/david-brooks-konusmasi; www.safaknakajima.com; http://www.drwaynedyer.com
Uc yaziyi da okudum, harika bir yazi, gercekten bahsettiginiz yontem pratik ve gelistirici, elinize saglik
YanıtlaSil