İsmini
bilmediğimiz, varlığından haberdar olmadığımız pek çok küçük detayla
içimizdeler. Aralarında boş duran tek bir tanesi bile yok.
Her
biri ciddiyetle görevinin başında. Hem de bizim o denli hor kullanmamıza
rağmen. Üstelik haberdar olduğumuz rutin görevlerinin dışında olağanüstü
yeteneklere sahipler.
İşte
onlardan bir tanesi.
PSOAS
kası.
Namı
değer RUH kası.
Ana
görevi ve yeri oldukça önemli. Çünkü bacaklarımızı omurgamıza bağlayan tek
kasımız. Kalça kemiğimize çok yakın. Bilimsel isimleriyle; T12 omurundan başlıyor,
bel omurları boyunca devam ediyor. Sonra da kalça ve bacak ile buluşuyor. Aynı zamanda
diyafram kasımıza da bağlanıyor.
Bir
eğitmen ve yazar olan Amerikalı Elizabeth Koch, ‘’The Psoas Book’’ kitabında; bakın
bu kası nasıl tanımlamış? ‘’En derindeki hayatta kalma dürtümüzü somutlaştıran
ve en temel isteğimiz olan gelişimi sağlayan yegane kasımız.’’
Bu
harika kasımız sayesinde hareket ediyoruz. Bedenimizi dik tutuyoruz. Dengemiz de
ona emanet. Bunları yerine getirirken de hep geriliyor, kasılıyor doğal olarak. Biliyor musunuz; bu kasılma doğduğumuz andan itibaren başlıyormuş. Düşünsenize
nasıl da gergin olduğunu.
Peki
ya sonrası? Bizler bu kasımız için neler yapıyoruz dersiniz; zorlamaktan başka?
Hiçbir
şey, ne yazık ki.
Yeterince
dinlenmediğimiz bir gerçek. Sadece görsellik adına tercih ettiğimiz dar giysi ve
yanlış ayakkabılar da cabası. Bunlara bir de yanlış duruş ve oturuşları
ekleyelim. Kısacası zorladıkça zorluyoruz kasımızı, diğer organlarımız gibi.
Ancak
hayat kalitemiz düşmeye başladığında anlıyoruz, ters giden bir şeyler olduğunu.
Çünkü zamanla sırt, kalça ve dizlerde ağrı olarak kendini gösteriyor. Hele bir
de süregelen kronik ağrılar halinde seyrederse, gözlerimize endişe ve korkunun gölgesi
yerleşiyor yavaş yavaş.
Peki
ne yapmamız gerekiyor?
Çözüm
içimizde. Psoas kasımızda saklı.
Uzmanların
tavsiyesine göre; güzelce esnetip uzatmak yani kasımızı rahatlatmak; bizi tüm
bu olumsuzluklardan kurtarıyor.
Şimdiye
odaklanmamızı sağladığı için de endişe ve korkularımız aklımıza gelmiyor.
Otomatikman uzaklaşıyoruz onlardan, şimdinin mavi denizinde yüzerken. Burada ne
kadar çok kalırsak bizim için o denli faydalı. Her kulaçta gerilimlerden
uzaklaşıyoruz çünkü.
Ben
diyorum ki; sadece bunun için bile psoas kasımızı her gün esnetmek gerek.
Üstelik esneme hareketleri son derece kolay.
Sonuçta
bize hem fiziksel hem de ruhsal anlamda artılar katan bu kası tanımak beni
kocaman gülümsetti. Ne kadar şanslı olduğumuzu bir kez daha anladım.
Öğrendikçe, uyguladıkça artan ruhsal zenginliğimize minicik bir artı belki ama
olsun.
Anı
yakalamak için bir yolumuz daha var artık.
Daha
olumlu, daha enerji dolu bir ruh ve ağrılardan arınmış bir beden.
İç
huzuru yakalamış, tebessüm dolu insanlar.
Basit
bir iki esneme hareketiyle ve psoas kasımıza gerekli ihtimamı göstererek. Yoga
yapanların, fiziksel aktivite sonrası güzelce esneyenlerin; bu denli rahatlamış
olmalarına şaşmamak gerek artık. Yolumuz açık, psoas kasımız hep esnek olsun.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
15.03.2016
Kaynaklar:
http://onedio.com; http://www.uplifers.com; http://www.momidea.net;
http://yeniboyutlar.com; http://www.coreawareness.com.
İnanılmaz, çok ilginçmiş, esneme hareketlerini ihmal etmeyelim o zaman, sevgiler:)
YanıtlaSil